16 Apr
16Apr

FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER VE ZAMANŞIMI

Av. Nuri MEHMETOĞLU

Toplumsal ilişkilerin hukuk kurallarına bağlandığı günümüzde, İnsanlık; tüm zamanların en ileri gelişmişlik seviyesine ulaşmasına rağmen, ne yazık ki henüz hukuksuzluklukarın tamamen ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak seviye gelememiştir.

Toplumsal gelişmişliği sağlayan önemli faktörlerden biri olmasının yanında başta toplumsal barış ve güvenliği sağlama gibi birçok fonksiyonu içinde barındıran Hukuk Düzeninin, önemli ve insan hayatını büyük ölçüde etkileyen alanlardan biri olan Ceza Hukuku; kişi davranışlarını sınırlandırıp denetim altına alarak, kişilere yümlülükler yüklemekle yetinmeyip belirlenmiş davranışlarda bulunanların cezalandırılmasını da sağlamaktadır.

Topumsal sözleşme olarak ta tanımlanan Devlet; kendine devredilen  yargılama ve cezalandırma yetki (veya hakkı) ile kişileri yargılayarak cezalandırmakta ise de zamanaşımının da içinde olduğu bazı durumlarda cezalandırmaktan vazgeçebilmektedir.

ZAMANAŞIMI KAVRAMI

Kanunda belirlenen sürelerin geçmesi ile devletin yargılama ve cezalandırma sorumluluğu (yetkisi)’ni sona erdiren zamanaşımı, Ceza Hukukunda iki tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Dava Zamanaşımı ve Ceza Zamanaşımı.

Kanunda belirlenen cezai müeyyideler öngörülen suçlar için yine kanunda belirtilen sürelerin geçmesi ile yargılama hak (veya yetkisinin) sona ermesi hali olan Dava zamanaşımı; yargılama yetkisini özenli kullanmayan Devlet’in; beceriksizliği veya ihmali ile yükümlülüğünü yerine getirmemesi karşılığında (bir nevi kendini ödüllendirerek) yargılama ve cezalandırma yükümlülüğünden kurtuluşu sonucunu da doğurmaktadır. Düzenli aylık alan ve görevine devam eden memurun yıllarca bulun(a)maması örneğinde olduğu gibi; yıllarca işlem yapılmayarak; önemli sayıda dosyanın zamanaşımına uğraması, diğerlerinin de sürelerinin dolmasının beklenmesi,  süre sonunda zamanaşımına uğradığı gerekçesine sığınılmasının başka bir izahının olamayacağı açıktır.

Çoğunluğu Tarihsel adıyla anılmasına dahi tahammül gösterilmeyerek Şark, Doğu, Güneydoğu, Fıratın Doğusu gibi sıfatlarla tanımlanan Kürdistan Bölgesinde; Bölge dışındakilerin de (çoğunluğu) Kürtlere yönelik olan Faili Meçhul Cinayetler, Kayıplar, Gözaltında Kayıp/Ölüm ve diğer Hukukdışı ölüm olaylarına ilişkin soruşturma dosyalarının bir kısmı zamanaşımına uğradı, diğerlerinin de sürelerinin dolmasının beklendiği günümüze kadar, Devleti oluşturan erklerin, zamanaşımına karşı önlem almakta çaba göstermediği de nazara alındığında, zamanaşımı failler açısından gizli af olarak değerlendirilebilse de, Devlet açısından sorumluluktan kurtulma fonkiyonu olarak işlev gördüğü daha anlaşılır olmaktadır.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, “Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Alt Komisyon” raporundaki: Faili meçhullerin ortaya çıkarılması, faili firarda olanların yakalanarak hukuk önüne çıkarılması ve zamanaşımının kimi insan hakkı ihlallerinde hukukun içini boşaltan bir sonuca dönüşmemesi hem evrensel hakların hem de devlet-vatandaş ilişkilerini iyileştirmenin bir gereğidir. Diğer taraftan bu husus geçmişte yaşanan haksız uygulamaların olumsuz sonuçlarını ve yaşattığı maliyetleri rehabilite etmede önemli katkı sağlayabilecektir. Unutulmamalıdır ki hakikatler iyileştirir, özgürleştirir ve birlik için gerçekçi zemini oluşturur. şeklindeki tespiti de söylediklerimizi doğrulamaktadır.

Hukuk Sistemleri; Venedik Komisyonunun: Geçmişte işlenen insanlık suçlarının soruşturulmasının, eylemin gerçekleştirildiği tarih itibariyle uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenen suç olarak kabul ediliyorsa “kanunilik” ilkesine aykırı olmadığı, işlendiğinde medeni uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel olunamayacağı kuralı, AİHM’in Korbely-Macaristan ve Kononov-Litvanya kararları ile  BM Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi (15. Maddesi)’nde olduğu gibi, İnsanlığa karşı suçlarda istisnalar getirme eğilimindedir. Zamanaşımına istinalar getiren; “Savaş Suçlarında ve İnsanlığa Karşı Suçlarda Zamanaşımının Uygulanmamasına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ve “İnsanlığa Karşı Suçlarda ve Savaş Suçlarında Zamanaşımının Uygulanmamasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisine giren suçlarda, zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağının kabul edildiği Roma Statüsü’’ne Türkiye taraf değildir.

Faili Meçhul Cinayetlere Uluslararası Hukuk Kurallarının uygulanarak zamanaşımı kapsamından çıkaılabilmesi için öncelikle İnsanlığa karşı suç kategorisinde kabul görmesi gerekmektedir. Nurenberg, Ruanda ve Roma Uluslararası Ceza Mahkemeleri kararlarında Yaygın ve Sistematik Bir Saldırının Parçası olarak Ayırımcılık Temelinde, Sivillere Karşı Doğrudan yapılan eylemler İnsanlığa karşı suç olarak kabul edilmesi dikkate alındığında; Salt Yaşam Hakkı İhlalinin İnsanlığa karşı suç olduğundan zamanaşımından istisna edilmesi gerektiği, aşamalarda gerekli özen ve çaba gösterilmediği hallerde zamanaşımının tartışılamayacağını düşünmekte isek te yazının kapasite ve konusunu aşacağından ancak yürürlükteki kurallar çerçevesinde değerlendirme yapabilmemiz mümkündür.

FAİLİ MEÇHULLER AÇISINDAN ZAMANAŞIMI

Henüz herhangi bir yargılamaya başlanmamış Faili Meçhul Cinayet ve diğer hukukdışı ölüm dosyalarının, yargılama sonucu hükmedilen cezanın infaz edilebilecek zamanını belirten ceza zamanaşımı bakımından incelenmesi olası olmadığından bu konu ihmal edilerek ağırlıklı olarak dava zamanaşımını inceleneceğiz.

Yaşam hakkı ihlalinin insanlığa karşı bir suç olduğuna inanıyor olsak ta; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (madde:7)  ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (madde:38/1, 38/2) ‘nda yer alan temel hukuk ilkelerinden olan Kanunilik ilkesi ile Ceza Hukuku ilkelerinden, istisnai olarak lehe kanunun uygulanabilen, geçmişe uygulanmazlık ilkeleri ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununda insanlığa karşı suçlar diye bir suç kategorisinin olmaması, Türkiye’nin İnsanlığa karşı suçların zamanaşımına tabi olmadığına dair sözleşmelere  taraf olmaması nedenlerinden, 1 Haziran 2005 tarihinden önceki suçların insanlığa karşı suç olarak nitelendirilerek  zamanaşımına uğramadığı iddiasının (yargı makamlarınca) kabul görmeyeceği (ve eski kanunun aynı zamanda lehe kanun olması nedeniyle de) faili meçhul cinayetler mülga 765 s. Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre inceleneceğinden, Türkiye, Uluslarası belgelere taraf olup hukuki mevzuat değişikliğine gitmeyip, Faili Meçhul Cinayetlerin İnsanlığa karşı suç olarak kabul edilmedikçe, (1 Haziran 2005 öncesi olaylara) 765 s. TCK hükümlerinin uygulanmasına devam edilecek.

Dava zamanaşımı bakımından; uygulama birliği sağlayan 36/15 sayı ve 03.06.1942 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve 1/1 sayı ile 09.01.1988 tarihli Askeri Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (m.102)’nda geçen ‘’cezalarını müstelzim cürümlerde’’ ibaresinin geçtiği hükümlerde öngörülen cezanın üst sınırı dikkate alınmaktadır.

Faili Meçhul Cinayet ile diğer hukukdışı ölümlü olayların tamamı yurtiçinde olduğundan (765 s. mülga TCK 102/son) dava zamanaşımına tabi olup çoğunlukla 765 s. Kanunun 450/3, 450/4, 450/5 maddeleri kapsamında olduğundan karşılığı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasıdır.

765 s. TCK’nun, ‘’Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbed hapis cezalarını müstelzim cürümlerde yirmi sene geçmesile ortadan kalkar. (102/1), Dava zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlenildiği gün mütemadi ve müteselsil cürümler hakkında temadi ve teselsülün bittiği gün başlar. (765 s. TCK 103) hükümleri gereği; Faili Meçhul Cinayet olaylarına ilişkin dosyalar 20 yıllık dava zamanaşımına tabi olup halen uygulama bu şekilde devam etmektedir.

765 sayılı mülga Türk Ceza Kanununda, meri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki gibi çocuklar için ayrı bir dava zamanaşımı süresi belirtillmemiş.

Henüz failleri bulun(a)mayan Faili meçhul dosyalarda (durma sebepleri) pek sözkonusu olmazsa da; 765 s. Kanun (madde 107.)’da sayılan izin, karar, bekletici mesele nedenlerinin varlığı halinde dava zamanaşımı durur; nedenlerin ortadan kalkması ile durduğu yerden tekar devam eder. 5237 s. kanun(m.67)’da fazladan hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan fail içinde karar kaldırılıncaya kadar zamanaşımının duracağı belirtilmiştir. Kanunda durma sebeplerinden kaynaklı, uzamaya herhangi bir sınır getirilmediğinden durma sebebi varoldukça dava zamanaşımı da duracaktır.

765 ve 5237 s. Kanunlar dışındaki kanunlarda değişik durma ve kesme nedenleri belirtilmiş ise de Faili Meçhul Cinayet olaylarını etkilemeyecek hükümlerdir.

Dava zamanaşımını kesen nedenler; durma nedenlerindan farklı olarak, o ana kadar geçmiş zamanaşımı süresini sona erdirerek yeniden başlatır. “Ancak bu sebepler müruru zaman müddetini 102'nci maddede ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilâvesiyle baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz.” (765 s. TCK 104/son) hükmü ile müteaddit kesilmeler olsa bile Faili Meçhul Cinayet olayları bakımından 20 yıl olan Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde ancak 30 yıla çıkabilecektir.

765 s. TCK (m.105)’da: Kanunun bir seneden aşağı müruru zaman tâyin ettiği hallerde her türlü usulî muamele müruru zamanı keser hükmü var ise de Faili Meçhul Cinayet olayları bakımından, Dava zamanaşımını kesen sebepler, 765 s. TCK m.104’te: 1-Mahkumiyet hükmü, 2-Yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, 3-Adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi, 4-Maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar ve 5-Cumhuriyet müddeiumumisi tarafından mahkemeye yazılan iddianame; 5237 s. TCK m. 67/2’de ise: 1- Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, 2- Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, 3- Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, 4- Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, olarak sayılmıştır

765 s. TCK.’nda yer alan; yakalama, çağrı ve zorla getirme müzekkereleri ile sanık hakkında son soruşturmanın açılması kararına 5237 s. TCK.‘nda yer verilmemiş. 765 s. TCK.’nda her ne kadar ‘’maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar’’ da dava zamanaşımını kesen bir neden olarak sayılmış ise de 1412 s. CMUK ile bu kurum ortadan kaldırılmıştır.

Dava zamanaşımını durduran ve kesen nedenler birlikte uygulanabilmekte ancak iştirak halinde işlenen suçlarda; dava zamanaşımını kesen nedenler diğer suç ortaklarına etki ederken durduran nedenler etki etmemektedir.

Gerek 765 gerek 5237 sayılı kanunda dava zamanaşımını kesen sebepler sınırlı (tahdidi) sayılmış olup kanunilik ilkesi gereği kıyasla genişletilmesi olası değildir. 

Hukuk usulünde defi olarak ileri sürüldüğünde dikkate alınan zamanaşımı ceza usulünde re’sen uygulandığından Cumhuriyet Savcısı veya Hakim kendiliğinden dikkate alacaktır. 765 s. TCK 117‘de “Gerek dava ve gerek ceza müruru zamanı re’sen tatbik olunur ve bundan ne maznun ve ne de mahkum vazgeçemezler”; 5237 s. TCK 72/2‘de ise: “Dava ve ceza  zamanaşımı re’sen uygulanır ve bundan şüpheli sanık ve hükümlü vazgeçemezler” şeklinde belirtilen ve Kamu düzeninden olan zamanaşımı, re’sen uygulanır ve vazgeçilemez.

Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyeceği (5271 s. CMK m. 223/9) haller dışıda; Dava Zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra; hazırlık aşamasındaki dosyalarda Savcı takipsizlik kararı (765 s. TCK. 102/1, 5237 s. TCK. 66/1) yargılamanın devam ettiği dosyalarda ise mahkeme, “düşme kararı” verecektir. (5271 s. CMK m. 223/8) Özetle dava zamanaşımına uğrayan dosyada hiçbir işlem yapılmadan düşme kararı verilmesi zorunludur.

5237 s. TCK m.74 ile 765 s. TCK m.100,110 ve 120’de düzenlenen, dava veya cezanın düşmesinin sonuçları; müsadere, adlî para cezası, malların geri alınması,  zararın tazmini, şahsî haklar, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin olup, Ceza Davasının esasını etkilememektedir.

 SONUÇ

Halen yürürlükteki hükümler ve uygulamada “soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar ve bu suçları işlemek için örgüt kurma suçu” dışındaki suçlarda hukuk devleti ve kanunilik ilkeleri bakımından zamanaşımı hükümlerini uygulamamanın yolu gözükmemektedir ancak, taraf olunmakla Roma Statüsü’nde yer alan suçlar bakımından istisnalar getirilmesi olasığı da yok değildir.

Zamanaşımı kurumu, Hukuk düzeninin iyi işleyebilmesi (veya başka nedenlerle) gerekli görülebilse dahi kimi suçlarda faillerin olağanüstü süratte bulunabilmesine karşın konumuz olan Faili Meçhul Cinayetlerde faillerin bulun(a)maması, bulunması için çaba gösterilmemesi ve sonuca gidil(e)memesi gibi bir kısmı yürütmenin uygulamalarından kaynaklanan kimi sorunlar nedeniyle, zamanaşımının adeta sürekli af’a dönüş(türül)mesi, kamuoyunun Adalet ve Hukuk’a olan güvenini zedelemektedir.

1990’lı yıllarda yoğun olarak yaşanan Faili Meçhul Cinayetlerin ayırımcılığa dayalı ve sistematik olarak sivillere karşı yapılan saldırılar olduğudan İnsanlığa Karşı Suçlar kategorisine kabulü ile zamanaşımından istisna tutulması için girişimlerde bulunulmasının katkı sağlaması olanaklı ise de uzun soluklu bir çalışmayı gerektirir ki bu sürede zamanaşımına uğramayan dosya kalmayabilir, zira geçen her gün birkaçının daha zamanaşımına uğramasını beraberinde getirmektedir.

Zamanaşımına uğramamış ancak süresini tüketmekte olan dosyalarda; aynı olayların tekrarlamaması için gündemde tutularak toplumsal hafızada yaşatılması ile toplumsal bir hizmet olacağı anlayışı ile sonuca gidileceğine dair umut (az veya) olmazsa da zaman kaybedilmeden, bulunabilirse şüpheli veya sanıkların sorgulanmaları ve haklarında iddianame düzenlenmesinin sağlanması ile hiç olmazsa zamanaşımının uzatılması için girişimlerde bulunulmalı.

İlk etapta insan hakları kurumları başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, barolar, hukukçular, insan hakları savunucuları, politikacılar, aydınlar gibi toplumun öncü kişi ve kurumları akla gelse de konunun muhatabının kim olduğuna dair sorusunun tek cevabı var: Herkes.

NOT: Batman Barosu Dergisinde (Sayı:2013/3) Yayınlanmıştır.

BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanması serbesttir.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.