SUÇ ÖRGÜTLERİ
Av. Nuri MEHMETOĞLU
Giriş
Ceza adalet sistemi içinde, suçların birden fazla kişi (çok fail) ile işlenen suçlar, çok failli suçlar olarak adlandırılmaktadır. Çok faillilik, geçici olabileceği, daimi de olabilmektedir.
Geçici olarak biraraya gelen, veya rastlantılar sonucu birden çok kişinin, birlikte işlemeyi kastettikleri suçu birlikte işlemesi hallerinde, geçici olarak, suça iştirak (birlikte faillik) sözkonusu olmaktadır. Birlikte işlenmesi kararlaştırılan suçta, suç işleyen faillerinin cezalandırılabilmeleri için, işlenmesi kararlaştırılan suçun, en az bir fail tarafından teşebbüs derecesinde işlenmiş olması gerekmektedir. Yani, işlenmesi kararlaştırılan suçun işlenmesine teşebbüs edilmedikçe, suç işlenmiş olmayacağından ve işlenmeyen bir suçtan cezalandırma da olamayacağından, faillerin hiçbiri cezalandırılmayacaktır. Zira ortada suç ve fail olmayacaktır.
Bu suçların işlenmesi halinde ise; failler, suçtaki etkinliğe ve fiildeki hakim rollerine göre; iştirak halinde (birlikte) faillik, azmettirme ve/veya yardım etme halleri sözkonusu olabilecek ve buna göre cezalandırılacaklar.
Bu tür geçici iştirak halleri, Türk Ceza Kanununun, genel hükümlerinde, “Suça İştirak” isimli (37-41. Maddelerden oluşan) dördüncü bölümde düzenlenmiştir.
Haksız kazanç elde etme amacına yönelik (veya siyasi saiklerlerle) kişilerin (biraraya gelmesi ile) amaçları doğrultusunda, birlikte hareket eden ve amaçlarına ulaşmaya engel oluşturan toplumsal hukuk kurallarına aykırı eylemlerde bulunan (suç işleyen) kişlerin oluşturduğu organizasyon, çete, örgüt veya benzeri adlarda adlandırılan gruplarla da karşılaşılabilmektedir.
Bu tür organize olmuş suç örgütleri, adi suç örgütleri ile terör örgütleri olarak iki temel şekilde görülebilmektedir.
Terör örgütlerinin; oluşum, eylem ve yargılama ile cezalandırılmaları, başlı başlıca farklı ve özel bir alan oluşturduğu gibi, daha geniş bir alanı da oluşturmaktadır. Bu nedenle, ayrıca incelenmesi gerektiğinden, bir başka yazı konusuna havale ederek, bu yazımızda sadece (adi) suç örgütlerini incelemeye çalışacağız.
Suç Örgütü
Suç örgütlerine ilişkin temel düzenleme: Türk Ceza Kanununun, (ikinci kitabı olan) özel hükümler’in, üçüncü kısım, beşinci bölümünü oluşturan “Kamu Barışına Karşı Suçlar”ın içindeki, “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma” (220.) maddesidir. (Madde metni ile gerekçesi yazının sonuna eklenmiştir.)
Örgütlü suçlar veya organize suçlar da denilen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu” 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilmiş temel bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, tüm hukuk duzeni acısından temel bir suç tipi olacak şekilde sistematik ve unsurları somut hale getirilmiştir. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve diğer bazı kanunlarda yer alan örgütlu veya organize suç tiplerine de temel suç tipi oluşturmaktadır.
Kanun düzenlemesine göre: kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan, en az üç kişiden müteşekkil, yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olan yapılar suç örgütüdür.
Suç örgütü, kanunun suç saydığı fiilleri (suçları) işlemek amacıyla örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçları işleme için bir araç, (veya suç işlemeye yönelik bir hazırlık hareketi) niteliğindedir. Ancak bu hazırlık hareketi özel olarak, bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenip ceza öngörülmüştür. Ceza hukukunda, hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması genel ilke olarak var olmasına karşılık (bu genel ilkeye istisnai şekilde) tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile suç işleme amacı cezalandırılmaktadır.
Suç örgütü hiç suç işlememiş olsa dahi, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın, toplum düzenini tehlikeye attığından, örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçtur ve cezalandırmayı gerektirmektedir. Örgüt kapsamında suç işlenmesi halinde işlenen suçlardan ayrıca cezalandırma yoluna gidilmektedir.
Kanun düzenlemesinde, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, tabiri ile tüm türlerini kapsamaktadır. Günlük dilde ise, birçok farklı isimlendirme ve tabirler kullanılabilmektedir.
Türk dil kurumunca, yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk olarak tanımlanan çete, farklı kaynaklarda, yasadışı işler yapan silahlı küçük grup, hukukdışı işler yapan kuralsız kişiler, başıbozuk örgüt gibi tariflere de rastlanabilmektedir. Zorla para alan, hırsızlık, yağma gibi suçlar işleyen, eşya ve insan kaçakçılığı yapan gruplar genellikle bu kategoriye girmektedir.
Yine Türk Dil Kurumuna göre: Yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan örgüt ve bu örgüte mensup olan kimse anlamındaki “mafya” gerek Türkiye’de gerek Dünya’da, daha çok uyuşturucu, kumar ve kadın ticareti gibi yasadışı işler yapan ve bunu yaparken karşılarına çıkan her türlü engeli ortadan kaldırmaya yönelik suçlar işleyen örgütler için kullanılmaktadır.
Suç örgütlei ile mücadele için, 30.07.1999 tarih ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu, 2005’e kadar yürürlükte kalmış ve 23.03.2005 taih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile yürülükte kalkmıştır.
Bu (mülga) kanunun 1. maddesinde: Çıkar amaçlı suç örgütü, doğrudan veya dolaylı biçimde bir kurumun, kuruluşun veya teşebbüsün yönetim ve denetimini ele geçirmek, kamu hizmetlerinde, basın ve yayın kuruluşları üzerinde, ihale imtiyaz ve ruhsat işlemlerinde nüfuz ve denetim elde etmek, ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak, madde ve eşyanın azalmasını ve darlığını, fiyatların düşmesini veya artmasını temin etmek, kendilerine veya başkalarına haksız çıkar sağlamak, seçimlerde oy elde etmek veya seçimleri engellemek maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak suretiyle, yıldırma veya korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suç işlemek için kurulan örgütler, bu kapsama dahil edilmekteydi.
Sıkça dile getirilen “Yasadışı Örgüt” kavramı da hukuk kurallarının öngördüğü düzenlemeler dışında, birden fazla (TCK 220.ye göre en az üç kişi) kişinin bir araya gelmesi ile oluşturulan her türlü yapı ve oluşumları kapsamaktadır.
Suç örgütünün genel özellikleri
Normal olarak ceza hukukundaki genel ilke, hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması şeklindedir. Ancak, kamu duzeni, kamu güvenliği ve barışı açısından özel ve somut bir tehlike suçu oluşturması nedeniyle, tehlike suçu niteliğindeki bu hazırlık hareketleri bağımsız bir suç olarak kabul edilmiş olan “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” fiilleri cezalandırılmaktadır. Cezalandırma için ayrıca örgüt kurulmasında işlenmesi amaçlanan suçlardan herhangi birisinin işlenmiş olmasına gerek yoktur. Bu düzenlemeler ile suç işlemek için bir araya gelen kişiler, suç işledikleri için değil, suç işlemek için bir araya geldikleri için cezalandırılmaktadır. Bununla birlikte, amaçlanan suçların işlenmesi halinde ise ayrıca cezalandırılmaya gidilmektedir.
Sonuç olarak, somut tehlikeyi oluşturan olan örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından elverişlilik hususları gercekleşmişse, failler hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suçundan cezaya hükmolunacaktır
Ceza kanunlarındaki suçlar kural olarak tek kişi ile işlenen fiiller olarak düzenir. Ancak bazen (bazı suçlar için) kanuni tipte birden çok kişinin bulunması aranmaktadır. Kanunda suçun işlenmesi için birden çok kişi gerekli görülmüş, faillerden her birinin suçun oluşması için hareketi gerekiyorsa, suçta fail olması kanunda suçun unsuru ise, faillerden en az birisinin cezalandırılabilir olması halinde çok failli suç sözkonusudur.
Aynı yönde iradeleri ile birden çok kişinin katılımının zorunlu olduğu suçlar, doktrinde çok failli suçlar olarak adlandırılır. Bu suçlarda suça katılan kişilerin hareketleri aynı ve hepsi faildir.
Suç örgütünden sözedebilmek için, en az üç kişinin suç işlemek amacıyla hiyerarşik ilişki ve devamlılık içerisinde içinde, araç ve gereç bakımından da amaç suçları işlemeye elverişli olarak bir araya gelmesi gerekir. Bu nedenle suç örgütünün unsurlarınının başında, kanunun belirlediği asgari üç kişiden oluşması gelmektedir. Asgari üç kişinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurma konusunda birararya gelmeleri halinde bu suç oluşacaktır. Örgütün varlığı için en az üç kişinin bir araya gelmesi gereklidir, fakat (kişi sayısı bakımından) üst sınır yoktur. Üç kişinin altında kişinin, amaç suç(lar)ı işlemek bakımından bir araya gelmesi halinde, örgüt değil, iştirak gündeme gelecektir.
Suç örgütünün bir diğer unsuru da devamlılıktır. Örgütte, iştirakte olduğuna benzer şekilde, belirli bir suç veya suçları işlemek amacıyla bir araya gelme söz konusudur. İştirakte süreklilik yoktur, ancak örgütte amaç suçların işlenmesi bakımından bir araya gelinmesi süreklilik taşımaktadır. Sadece bir veya birkaç suç işleyerek dağılma amacı yoktur. Amaç, amaç suçları sürekli ve devamlı olarak işlemeye yöneliktir.
Bir diğer unsur da, amaç suçları işlemeye elverişliliktir. Örgütün, üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaç suçları işlemeye elverişli olması gerekir.
Suç örgütlenmeleri, çoğunlukla, Devlet idaresindeki hukuksal boşlukların hukuk, ekonomik, güvenlik gibi alanlarında etkinliğinin yitirilmesi ile Devlet idaresindeki toplumsal nedenlerin, toplumda yarattığı sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve psikolojik sorunların çözülememesi ve/veya artması sonucunda, suç işleme eğilimlerinin artmasını sağlayan zeminlerde daha çok görülebilmektedir. Örgütlü suçluluğun ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri de ekonomik istikrarsızlıktır. Suç örgütleri, yasalardaki boşluklardan da azami derecede faydalanarak genişleme olanağı bulmaktadır.
Örgütlü suçlar, tehlike suçudur ve öncelikle kişinin toplumsal yapı içinde huzur ve güvenini bozarak yaşama hakkı hakkı açısından büyük tehlike oluşturmaktadır. Devlet idaresini ve dolayısı ile adalet sisteminin zayıflama ve etkinliğini azaltmakla da hukuki güvenliği de ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca kişinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamasında haksız kazanç elde edilmek suretiyle zarara uğramasına sebebiyet vermektedir.
Suç örgütleri veya örgütlü suçlar, genellikle üç kategoride toplanmaktadır.
1. Ekonomik (çıkar) amaçlı suç örgütleri
Birleşmiş Milletler Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Sözleşmesinin tarifinde “doğrudan veya dolaylı olarak malî veya diğer bir maddî çıkar elde etmek amacı”ndaki örgütler olarak belirtilmektedir. Ancak buradaki ekonomik kazanç sadece para olmayabilir. Farklı menfaatler içeren çıkarlar da bu kapsamda değerlendirilebilir.
2. Mafya örgütleri
Aslında bu örgütler de ekonomik çıkar amaçlı örgütlerdir. Mafya örgütleri, ekonomik çıkar amaçlı örgüt olmakla birlikte cebir, şiddet ve tehdit unsurları bu örgütlerin faaliyetlerinin ayrılmaz parçası halindedir.
3. Siyasî örgütler (ve terör örgütleri)
Hiyerarşi ve örgütlülük bakımından en tipik örgütlerdir. Bu örgütlerin, şekil ve amaçları konusunda belli bir oranda farklılık olsa da ortak hedef devlet idaresi ve siyasi iktidardır.
Çoğunlukla uyuşturucu, silah, fuhuş, insan ve organ ticareti, hırsızlık, sahtecilik ve dolandırıcılık, kara para aklama, kalpazanlık, haraç, şantaj, tefecilik, rüşvet ve yolsuzluk, çek ve senet tahsilatı, göçmen kaçakçılığı gibi suçlarda daha fazla görülebilmekte ise de hemen her suçta örgütlü suçluluğa veya suç örgütüne raslamak mümkündür.
Suç örgütleri çok kez uluslarası organizasyonlar oluşturarak uluslarasında da suç işlemektedirle. Bu nedenle uluslararası hukukun da konusu olmaktadırlar. Global ölçekte, “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” (Palermo Konvansiyonu), “Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” (Viyana Konvansiyonu) ile Avrupa kapsamında, “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulması Sözleşmesi”, “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Ele Geçirilmesi ve Terörizmin Finansmanı Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, sözleşmeleri bu alanda önemli yer tutmaktadır. Ayrıca gerek Avrupa Birliği, gerek Avrupa Konseyinin suç örgütleri hakında bir dizi eylem planı, karar ve tavsiye kararları da mevcuttur.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (TCK 220)
Suç örgütü, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan, yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli ve en az üç kişiden oluşan yapılardır.
Bazı suç tiplerinde, hukuk devleti ve demokratik toplum olmanın gerektirdiği, ifade özgürlüğü ile güvenlik ve suç alanlarının sınırlarında tartışmalar yaşanmakta ve farklı görüşler ileri sürülebilmektedir. Ancak çoğunlukla, amaçlar gibi araçların da hukuka uygunluğunu gerektiği ileri sürülmekle ve neticede hukuka aykırı olan fiil ve eylemlerin hukuka aykırılık nedeniyle doğal olarak cezalandırılmasına gidilmektedir.
Bu bağlamda amaç meşru olsa bile, bu amaçla suç işleme ile suç işlemeye tahrik ve teşviki içeren davranışlar suç olarak kabul edilerek cezalandırılmaları öngörülmektedir.
TCK’nın 220. Maddesinde düzenlenen, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, özel hükümlerin üçüncü kısmı olan “Topluma Karşı Suçlar” kısmının “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde düzenlenmiştir.
Bu suçun işlenişi ile bireyin barış içinde yaşamak hakkı ve güvenliği zedelenecektir. Bu nedenle bu suçun düzenlenmesi ile korunan hukuki değer, kamu güvenliği ve barışıdır. Bununla birlikte, Anayasa’da güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin korunması da amaçlanmaktadır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun özellikleri
TCK 220’de düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu genel bir suçtur. Bu nedenle, özel hüküm bulunması halinde TCK m. 220 değil, ilgili özel hükümler uygulanır. Örneğin, TCK’nın 314’teki Devlet güvenliği ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçları işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma gibi hallerde o suçlar için öngörülen özel hükümler uygulanacaktır.
Ayrıca organ ve doku ticareti (91/4), tehdit (106/2-d), hırsızlık (142/3), yağma (149/1-f,g), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (188/5), tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirmesi (174), fuhşa zorla sevk ya da teşvik (227/6), kamu görevlisine mukavamet (229/3), dilencilik (265/4), suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (282/3) gibi bazı suçlarda, suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi ağırlaştırıcı bir hâl olarak düzenlemiştir.
Özel hüküm olmayan hallerde genel hüküm olan 220’ye bakılacaktır. Mesela örgüte ilişkin koşullara yer verilmeyen 314 için örgüt koşulları bakımından, 220’deki koşullar değerlendirilecektir. Zaten, 314’te hüküm bulunmayan hallerde 220’ye atıf yapılmıştır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, tehlike suçudur. Tehlike Suçlarında, bir zarar (suç) oluşmamış, ancak, suçun konusuna yönelik tehlike mevcuttur.
Tehlike suçları somut tehlike suçları ve soyut tehlike suçları olarak ikiye ayrılır. Suç tanımında tehlikeli bir davranış için ceza yaptırımı öngörülmüş ise soyut tehlike suçu, vardır. Suçun tanımında belirtilen fiillerin gerçekleşmiş olması failin cezalandırılabilmesi için söz konusu fiiller sonucunda somut bir tehlike çıkmasını gerekiren hallerde de somut tehlike suçu sözkonusu olacaktır.
Bu suçun tamamlanması için, hukuki yararın tehlikeye sokulması yeterlidir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda hareket ile ortada henüz işlenmiş bir suç olmamasına karşılık korunan hukuki değere zarar verilmesi tehlikesi doğmaktadır. Böylece yarattığı tehlike nedeniyle bağımsız olarak cezalandırılmaktadır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun bir özelliği de; devam eden, süreklilik gösteren, kesintisiz bir suç oluşudur. Failin yakalaması, tutuklanması, dava açılması, mahkum olması hallerinde kesinti gerçekleşmiş olur. Kesinti ile (kişi açısından) suç sona erer.
Suçun kesintisiz olmasının sonucu olarak; kesinti anındaki kanun uygulanır, şikâyet ve zamanaşımı süreleri kesintiden sonra başlar, kesintiden sonra, aynı suçun yeniden işlenmesi bağımsız bir suç olur, kesintiye kadar meşru savunma mümkündür.
Suç Örgütünün Unsurları
Bir suç örgütünden sözedilebilmesi için; konu örgütün en az üç kişiden oluşması, hiyerarşik bir yapıya sahip olması, belirsiz tip ve sayıda suçu işlemeyi amaç edinmesi, suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, devamlılık arz etmesi, yapı, üye sayısı, araç ve gereç bakımından amaç suçlara elverişli olması gerekmektedir.
Üyelik için bir kayıt veya tören olması aranmazsa da, kişinin bu yönde irade gösterdiği örgütün de en azından, kişiyi örgüte kabul etmediğine dair söz veya hareketlerin bulunmaması gerekir. Üyelik sayısı bakımından, kişinin sadece sempatizan olması yetmez, davranışları ile üye olduğu anlaşılmalıdır. Tek beyanla üye olunup olunamayacağı tartışmalıdır.
Hiyerarşik yapı bakımından bilinen klasik yapılara uymasa da, iş bölümü, görev dağılımı gibi hareketlerin olması ve örgüt adına iş veren ile iş gören kişilerin bulunması gerekmektedir. Üyelere iş veren ve yönetip yönlendirenler yönetici, iş gören ve talimatlarını yerine getirenler ise üye olarak kabul edilecektir.
Örgütün, unsurları ile birlikte toplumun barışını ve düzenini bozma tehlikesi oluşturması gerekmektedir. Bunun için de örgütsel yapının devamlılığa da sahip olması gerekmektedir. Aksi halde (sadece kısa bir süre için veya bir suç için birleşip dağılan oluşumlar) mevvut yapının, toplumun barışını ve düzenini bozma özelliği olmayacaktır. Ancak örgüt kendi iç nedenleriyle dağılması veya kamu gücü ile ortadan kaldırılması yahut başka nedenlerle kısa sürmesi devamlılığının olmadığı anlamına gelmez.
Suç örgütü, amacına ulaşmak için suç tipi, suç konusu ve suç mağduru önceden belirlenmeyen ve belli bir sayı ile bağlı olmayan suçları işlemeyi amaç edinmiş olmalıdır. Belirsiz tip ve sayıda suç işlemek için bir araya gelme unsuru olmayan yalnızca bir veya belli birkaç suç için bir araya gelmiş ve belirtilen suçları işledikten sonra dağılan gruplar için suç örgütünün varlığından söz edilemez. Suç işlemek için örgüt kurma suçunun oluşabilmesi için istenen ve planlanan suçların işlenmiş olmasına gerek yoktur.
Suç örgütünün (her ne kadar kurucu unsur olmasa da) korkutuculuk özelliğine de sahip olması gerekir.
Fail, mağdur ve fiil
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu özgü suç değil, (en az üç kişi olması gereken üye sayısının dışında) herhangi bir özellik aranmadığından herkes bu suçun faili olabilir. Suç işlemek amacıyla bir araya gelerek örgüt kuran ve/veya yöneten, ya da suç işlemek amacıyla kurulmuş olan bir örgüte üye olan herkes bu suçun faili olabilir. Ancak; kurucu ve yönetici ile üye olanlara verilmesi öngörülen ceza miktarı farklıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu kamu barışı ve güvenliğine yönelik olduğundan toplumu oluşturan herkes mağdurdur.
Ayrıca, her suç bireysel menfaatin yanında, toplumsal ve/veya kamusal menfaatleri de ihlâl etmekle ceza adalet sisteminin korumasında olan genel menfaati (dolaylı olarak) ihlâl ettiğinden, Devlet de bu suçların mağduru kabul edilmektedir. Ayrıca, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt, Devletin otoritesini ve korumakla yükümlü olduğu toplumsal menfaatleri de tehdit ettiği yönüyle de Devlet bu suçun mağdur olmaktadır.
Suç örgütünün amaçları doğrultusunda işlediği suçlardan dolayı somut olayda zarara uğrayan kişiler, ayrıca o somut olay bakımından doğrudan mağdur konumundadırlar.
Suçun maddî unsuru, yani tanımlanan fiil, “kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak” şeklinde belirlenmiştir.
Bu nedenle bu suç tipinde üç ayrı fiil sözkonusudur: Örgüt kurmak, yönetmek, kurulmuş bir örgüte üye olmak.
Bununla birlikte, somut olayda, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme, örgüte yardım etme ve örgüt propagandası yapma suçları da ortaya çıkabilmektedir.
Ayrıca kanuni tipe uygun icrai ya da ihmalî bir hareket/fiil ile fiilin doğurduğu netice arasında (illiyet) nedensellik bağı olmalıdır.
Örgüt suçlarının görünümleri (TCK 220 kapsamında)
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma düzenlemesinde birbirleri ile bağlantılı olsa da beş farklı suç tipi düzenlenmiştir.
1. Örgüt kurma veya yönetme (220/1)
2. Örgüte üye olma (220/2)
3. Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme (220/6)
4. Örgüte yardım etme (220/7)
5. Örgüt propagandası yapma (220/8)
TCK dışında, Terörle Mücadele Kanunu’nda da suç örgütleri ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Terör olarak nitelendirilen fiilleri işleyen örgüt suçları daha ağır cezayı gerektiren nitelikli haller olarak düzenlenmiştir. Bir başka önemli düzenleme de TCK Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar kısmındaki “Silâhlı Örgüt” düzenlemesidir. Ancak, bu yazının konusu TCK 220 düzenlemesi ile sınırlıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu
Örgüt kurma; kısaca, olmayan bir örgütün oluşturulmasıdır. Kanunda belirtilen unsurları taşıyan bir oluşumun yapılandırılması ve örgütlendirilmesidir. Daha önce yasal olarak kurulmuş (sivil toplum kurumu veya benzerleri) bir örgütün, yasal faaliyetlerle birlikte suç işlemeyi de amaç edinmesi veya suç işleme amacına yönelik hale getirilmesi gibi durumlarda da suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu sözkonusu olacaktır.
Suç örgütü kurma suçu, örgütün kurulmasıyla tamamlanır. Örgüt kurucusu bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Ancak suç örgütünden sözedilebilmesi için en az üç kişi gerektiğinden, kurucu tarafından belirli örgüt amacını gerçekleştirmek üzere kurulan örgütte (sıfatı ne olursa olsun) en az iki kişinin daha bulunması gerekir.
Örgüt kurucusu (veya kurucuları) kurucu olmakla birlikte, aynı zamanda örgütün üyesidir(ler). Fakat örgüt kurucuları ayrıca örgüte üye olmaktan cezalandırmayacak, sadece (cezası daha ağır olan) “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu”ndan cezalandırılacaktır.
Suç örgütünü yönetme suçu
TCK’nın 220. maddesinin birinci fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile suç örgütünü yönetme suçu birlikte ve seçimlik hareketli olarak düzenlenmiştir. Bu açıdan her iki suç için tek ceza öngörülmüştür.
Örgütün kuruluş veya varlığı ile hedef edindiği amaçlara ulaşabilmek ve örgütün etkinliği ve başarısı için, örgütün, üye, araç-gereç, malzeme, (silahlı örgütlerde) silah, mali yapı, iaşe, barınma vb, her türlü unsurunun, düzenlenmesi ve organize edilmesi hareketlerinin tamamı yöentme’dir. Ancak örgüt faaliyetleri çerçevesinde sadece tek bir suçun planlanması ve uygulanmasının organizasyonu, örgüt yönetme olarak kabul edilmemektedir. Yönetme, örgütün genel işleyişi ile ilgili olmalıdır.
Kanundaki suç tipinde, örgüt yöneten kişiler de yönetici olmakla birlikte aynı zamanda örgütün üyesi olsalar da, örgüte üye olmaktan cezalandırmayarak, kurucu(lar) gibi (cezası daha ağır olan) “suç örgütünü yönetme suçu”ndan cezalandırılacaktır.
Geniş bir yapıya sahip örgüt yapılanmalarında (her somut olayın ayrıca değerlendirilmesi gerekse de) bölge, şehir, kasaba, semt, mahalle sorumluları gibi kişiler genellikle yöneici olarak kabul edilmektedirler.
Suç örgütüne üye olma suçu
Kurulu bir suç örgütüne üye olma suçu için, örgüt kurma ve örgüt yönetmeye göre, daha hafif ceza ile cezalandırılma öngörülmüştür.
Örgütün programının, veya faaliyetlerinin benimsenmesi, beğenilmesi veya sempati duyulması kişinin örgütün üyeliği ile suçlanması için yeterli değildir. Hatta örgütün amaç, değer, ideoloji ve fikrine inanmak, saygı duymak, bu doğrultudaki yayınları bulundurmak ve okumak ta örgüt üyesi anlamına gelmemektedir.
Örgüte eylemsel katkıda bulunulması, görev üstlenilmesi gerekir. Ancak mutlaka örgütsel bir eylem gerçekleştirilmiş olunmasına da gerek yoktur. Örgütün gerektiğinde kişiyi kullanabilmesi, kişinin de göreve amade olması halinde de üyelikten söz edilebilecektir.
Bu nedenle kişinin, henüz fiili bir eylemle örgüte katkı sağlamadan yakalanmasında, kişi örgüt üyesi olarak değerlendirilerek cezalandırılma ile karşı karşıya gelebilir.
Kişi örgüte üye olmayı talep etse bile, örgüt tarafından şekli nasıl olursa olsun kabulünden sonra, örgüt üyesi kabul edilmektedir. Bu nedenle, tek taraflı irade beyanıyla örgüte üye olunamayacağını kabul görmektedir.
Kişinin, örgüte katıldığını ve örgütsel bir organizasyonun parçası olduğunu bilmesi ile kendisiyle birlikte başka kişilerin de var olduğunu bilmesi gerekir. Bununla birlikte, örgüt kurucuları, yöneticileri ve üyelerinin tamamını tanıması ve onlar tarafından tanınmasına gerek yoktur.
Nitelikli Hal
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yönetme suçu ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçları için bir de nitalikli hal düzenlenmiştir. “Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır” (TCK 220/3). hükmü gereği, bu suçların varlığı durumunda suça konu örgüt, silahlı bir örgüt ise, kanunda o suç için verilecek ceza (dörtte birinden yarısına kadar) artırılarak uygulacaktır.
Silahın tanımı, Türk Ceza Kanununda yapılmıştır. Buna göre: “Silah deyiminden; Ateşli silahlar, Patlayıcı maddeler, Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılır” (TCK 6/1-f).
Örgütün unsurlarından biri olan, araç ve gereçlerin amaçlanan suçlar bakımından elverişli olması, unsuru, örgütün silahlı olması halinde, sahip olunan silahların da cins, nitelik ve miktarının, somut tehlikenin belirlenmesi veya var olan somut tehlikenin ağırlığı bakımından dikkate alınması gerekir.
Bir örgütün silahlı sayılabilmesi için silah bulundurma ve taşımaktan çok, örgütte böyle bir yapılanmanın olması ve örgüt mensuplarının da örgütün faaliyetleri çerçevesinde (her zaman olmazsa da gerektiğinde) silahlı olması, ve bu silahların örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için kullanılması ve temini gereklidir. Örgütün silahlı olması demek, bütün örgüt üyelerinin silahlı olması anlamında değil, örgütün yapısal olarak silahlı olmasıdır. Ancak silahların kullanılması şart değildir.
Örgüt üyelerinin kendilerine ait silahlarla amaç suçları işlemeleri, örgütün silahlı örgüt olması sonucunu doğurmaz. Amaç suçu işlemeye elverişli araç ve gereçlerin, örgüt tarafından temin edilmesi ve örgütün amaç suçlarında kullanmaya özgülenmiş olması gerekir. Örgütün silahlı örgüt olması, bu suçun nitelikli halidir. Kuruluş amacı ve diğer şartları varsa 314. maddedeki silahlı örgüt kapsamına girer.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundaki örgütün silahlı olması şeklindeki nitelikli hali ile Türk Ceza Kanunu (madde 314)’te düzenlenen “silahlı örgüt” suçu birbirinden farklıdır. TCK 314. maddedeki silahlı örgüt düzenlemesi, münhasıran “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” ile “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”ı işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüt suçunu düzenlemektedir. TCK 314.’te düzenlenen örgütün işlemeyi amaçladığı suçlar sınırlandırılmışken, 220.de herhangi bir sınırlandırma yapılmamıştır.
Örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yönetme ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak zaten cezalandırılmayı gerektiren bağımsız suç tipleridirler. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve üye olmaktan cezalandırılma için herhangi bir suç işlenmesi gerekmemektedir.
Ancak, kişinin; suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve üye olmakla birlikte örgüt faaliyetleri çerçevesinde ayrıca, suç işlemesi halinde, bu suçlardan dolayı da, ayrıca cezaya hükmolunur.
Örgüt yöneticilerinin sorumluluğu
“Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” (TCK 220/5). hükmü gereği, örgüt yöneticileri, suç işleme amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçunun yanısıra, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı da ayrıca fail olarak cezalandırılırlar.
Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme
“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır”. şeklindeki kanun düzenlemesi, örgüt adına suç işleme suçunu örgüt üyesi ile eşdeğer tutmuştur. Örgüte bilerek ve isteyerek yardımda bulunanlar, örgüt üyeleri gibi cezalandırılır. Örgüte bir kez yardım edilmesi yeterlidir. Sürekli yardım gerekmez. Peşinden gelen “örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir”. hükmüyle de cezalandırmanın üyelik cezasında daha düşük olacağı düzenlenmiş, son olarak “bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır. hükmü ile de de istisna düzenlemesi yapılmıştır.
Buna göre örgüte yardım etme suçu sadece silahlı örgütler bakımından uygulama alanı bulacak, silahlı olmayan örgütlerde ise bu hüküm uygulanmayacaktır. Ancak, örgüt adına suç işleyen kişinin, işlemiş olduğu suçun varlığı halinde işlediği suçtan sorumlu olacaktır.
Örgüte yardım etme
Örgüte yardım etme suçu da; “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır”. hükmü ile önce örgüt üyesi ile eşdeğer tutulmuş, peşinden gelen; “Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir”. hükmü ile cezalandırmanın üyelik cezasından daha düşük olması öngörülmüştür.
Böylece örgütsel hiyerarşiye dahil olmadan, bilerek ve isteyerek örgüte yardım eden kişiye, örgüt üyesine oranla daha az ceza uygulanacaktır.
Farkında olmadan, suç örgütüne yardım veya hizmette bulunulmuş olması halinde, herhangi bir sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Örgüte yardım eden kişiler açısından, suça iştirak kuralları kapsamında şerik olarak sorumlu tutulabilecekken, kanunda, örgüt kurma suçundaki bu özel düzenleme ile yardım eden olarak sorumlu tutulmuştur.
Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin fiili ile başka bir bağımsız suç işlemesi halinde, yardım eden olarak değil örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten sorumlu tutularak cezalandırılacaktır
Örgüt propagandası yapma
“Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” düzenlemesi ile, suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme, örgüte üye olma, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme, örgüte yardım etme, suçlarının yanında bir de örgüt propagandası yapma fiili suç olarak düzenlenmiş ve cezai yaptırım öngörülmüştür.
Burada yalnızca, suç işlemek amacıyla kurulmuş bulunan örgütun propagandasını yapmak suç olarak düzenlenmiştir.
Düzenlemeye göre: örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi cezalandırılacak, bu suçu basın ve yayın yolu ile işleyen kişinin cezası arttırılacaktır.
Suçun özel görünüş biçimleri
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda teşebbüsün mümkün olup olmadığı konusunda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle örgüt kurmaya teşebbüs konusunda tartışma vardır.
Örgütün kurulması belirli bir hazırlık aşamasını gerektirse de, en az üç kişinin bir araya getirilmesi, ile araç ve gereçlerin temini hareketi tamalamış olacaktır. Unsurların eksik olması halinde ise örgütten sözedilemeyecetir. Örgüt kurmaya yönelik faaliyetler, örgüt kurmaya da elverişli ise suç tamamlanmış ve örgüt kurulmuş olur. Elverişli değilse örgüt kurulmamış olacağından suç teşebbüs aşamasında kalır. Ancak burda bu kez örgüt suçundan söz etmek tartışmalı olacaktır.
Suçlar, bir kişi tarafından tek başına işlenebileceği gibi, birden fazla kişinin iştirakiyle de işlenebilir. Bir suçun icrasına iştirak eden suç ortaklarının bu suçun işlenişine etki ve suça hakimiyetleri değerlendirilerek faillik ve şeriklik şekillerinde sorumlulukları tespit edilir.
Bunların dışında suça katkıları, kanundaki haksızlığı gerçekleştirmeyen diğer suç ortakları olarak, azmettiren ve yardım eden olarak iki farklı tezahürü daha söz konusu olabilir.
Bu bağlamda, madde içerisinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütun veya amacının propagandasını yapma açısından şerik olarak suça iştirak etmek mümkündür.
Ancak örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ile örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi hakkında, örgüt adına suç işlenmesi ve örgüte yardım şeklinde iki suç tipi daha düzenlenmiştir.
Kanunda, örgüt adına suç işleme ve örgüte yardım etme suçlarında, şerikliğe ilişkin hükümlerin uygulanması yerine, (nisbeten indirilmek suretiyle) örgüt üyesi olarak cezalandırılma öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu’ndaki temel içtima kuralı “fiil sayısı kadar suç, suç sayısı kadar ceza” şeklindeki gerçek içtimadır. Bu kuralın istisnaları olarak, bileşik suç (m. 42), zincirleme suç (m. 43/1,3), aynı türden fikri içtima (m. 43/2,3) ve farklı türden fikri içtima (m. 44) kuralları da düzenlenmiştir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetmede suçların içtimaı hükümlerinin uygulanmasına olanak yoktur.
Ayrıca, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunacağı belirtilmiş olduğundan dolayı, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüt tarafından amaç suçların işlenmesinde, fikri içtima kuralları da uygulanamayacaktır. Bu bağlamda faile, hem amaç suçun, hem de işlenen suç niteliğindeki suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya üye olma suçunun cezası verilecektir. Bu aynı zamanda, bileşik suçun da istisnası niteliğindedir.
Örgütün amacı olan suçlardan birinin örgüt üyelerinden biri tarafından işlenmesi halinde, örgüt yöneticisi suçu işlememiş olsa dahi, hem örgütü yönetmek suçunun faili hem de örgüt üyesince işlenen amaç suçun dolaylı faili olarak cezalandırılır.
Yaptırım
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yönetme suçları için iki yıldan altı yıla kadar, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçları için ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Örgüt silahlı ise, verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
Örgütün faaliyeti çerçevesinde, (suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve üye olma suçları dışında) ayrıca suç işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
Örgüt silahlı ise; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üyelikten de cezalandırılır, ancak üyelikten verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
Örgütsel yapıya dahil olmadan, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi de, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Fakat üyelikten dolayı verilecek ceza, yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Propaganda suçunun basın ve yayın yolu ile işlenmesinde, ceza yarı oranında artırılır.
Etkin pişmanlık
Türk Ceza Kanununda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla ilgili olarak cezayı ortadan kaldıran ya da azaltan şahsi bir neden olarak (özel bir) etkin pişmanlık düzenlemesi yer almaktadır. Cezayı kaldıran veya azaltan şahsi nedenler, suçun işlenmesi sırasında bulunmayan, suç işlendikten sonra ortaya cıkan, bir takım nedenler, kişiye ceza verilmemesini veya cezasında indirim yapılmasını sağlayabilmektedir.
221. madde, 1., 2., ve 3. fıkralarda, failler hakkında cezaya hükmolunamayacağı; 4. fıkrada cezaya hükmolunamayacağı veya cezasının indirilebileceği, 5. Fıkrada, etkin pişmanlıktan yararlananlar hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanabileceği hükme bağlanmıştır.
Kanundaki değişiklikler
Maddenin örgüt propagandası suçunu düzenleyen 8. fıkrasının ilk hali:
“Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır”.
Şeklinde iken, 11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (madde 11) ile değişikli yapılarak şöyle düzenlenmiştir:
“Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır”.
Değişiklikle örgüt propagandası suçunun ceza miktarı değiştirilmeden içerik yönünden kapsamı daraltılmıştır. İlk metinde “örgütün veya amacının propagandasını yapmak” suç olarak düzenlenirken, şimdi “örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak” suç olarak düzenlenmiştir.
İkinci değişiklik te, maddenin 1. ve 2. Fıkralarında tanımlanan örgüt kuranlar ve yönetenler ile üye olanlar hakkında belirlenmiş ceza miktarı arttırılmıştır. 14.04.2020 tarih ve 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (madde 13) ile 1. fıkrada düzenlenen örgüt kuranlar ve yönetenler için belirlenmiş ceza miktarı “iki yıldan altı yıla” kadar iken “dört yıldan sekiz yıla” kadar, 2. fıkrada tanımlanan örgüt üyeleri hakkında belirlenmiş ceza miktarı da“bir yıldan üç yıla” kadar iken “iki yıldan dört yıla” kadar yükseltilmiştir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarını düzenleyen maddenin 6 ve 7. fıkralarında da daha sonra önemli değişikler yapılmıştır.
Buna göre, 6. fıkranın “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır”. Şeklindeki ilk metni 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun” (madde 85) ile “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir”. Şeklinde değiştirilerek örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilere uygulanan üyelik cezasının yarıya kadar indirilmesi ile ceza indirimine gidilmiştir.
Daha sonra, 11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (madde 11) ile “Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır”. Cümlesi eklenerek kapsam daraltılmış ve fıkrada belirtilen suç tipi sadece silahlı örgütlere münhasır hale getirilmiştir.
7. fıkrada tanılanan “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” fiili de örgüt üyeliği ile eşit görülürken, 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun” (madde 85) ile fıkra, “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir”. şeklinde değişiklikle, örgüte yardım eden kişilerin ceza miktarları, örgüt üyeliği cezasından indirim öngörülmüştür.
Kanun maddeleri
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. (2)
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.
(7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Etkin pişmanlık
Madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.(1)
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.
Madde gerekçeleri
MADDE 220.– Kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek ile bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak, işlenmesi amaçlananlardan ayrı suçlar olarak tanımlanmıştır.
Örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç niteliğindedir. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye sokmaktadır. Ayrıca belirtilmelidir ki, suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede bir kolaylık sağlamaktadır. Bu nedenlerle, işlenmesi amaçlan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller, ayrı suçlar olarak tanımlanmıştır.
Bu suç tanımı ile korunan hukukî değer, kamu güvenliği ve barışıdır. Kamu güvenliği ve barışının bozulması ise, bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyecektir. Bu nedenle söz konusu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve öz-gürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek suçu tanımlanmıştır. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmektir.
Örgüt, soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hâkimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Örgüt, niteliği itibarıyla, devamlılık arzeder. Bu itibarla, kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. İştirak ilişkisinden bahsedebilmek için, suç ortakları nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaşması gerekir. Buna karşılık, örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir.
Madde metninde, suç işlemek amacına yönelik örgütün varlığı için asgari üye sayısı belirlenmemiştir.
Suç işlemek için örgüt kurulması bir somut tehlike suçudur. Her ne kadar en az iki kişinin belli amaç etrafında suç işlemek üzere devamlı surette fiilen birleşmesi suretiyle örgüt meydana gelebilirse de; kurulan örgüt, güdülen amaç bakımından somut bir tehlike oluşturmayabilir. Bu nedenle, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması aranmalıdır. Bu bakımdan, örneğin sadece üç kişinin bir araya gelmesi, devletin ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik suçları işleme açısından somut bir tehlike taşımayabilir; buna karşılık, ekonomik çıkar sağlamaya yönelik suçlar açısından elverişli olabilir.
Bu suç, bir amaç suç niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, söz konusu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Kişiler, suç işlemek amacıyla bir örgütlenme yapısı içinde bulunmalıdırlar. İşlenmesi amaçlanan suçların türü veya niteliği, sadece bu suç için öngörülmüş olan alt ve üst sınırlar arasında somut cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir.
İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Örgüte üye olmak, fiilî bir katılmadır. Örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur. Tek taraflı iradeyle de katılmak mümkündür.
Üçüncü fıkraya göre, örgütün silâhlı olması, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsurunu oluşturmaktadır. Suç örgütünün silâhlı olup olmaması veya sahip olunan silâhların cins, nitelik ve miktarı, somut tehlikenin belirlenmesi veya var olan somut tehlikenin ağırlığı bakımından dikkate alınmalıdır.
Dördüncü fıkraya göre, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunacaktır. Bir veya ikinci fıkrada tanımlanan suçlardan dolayı cezaya hükmedilebilmesi için, ayrıca örgütün amacı çerçevesinde bir suçun işlenmesi gerekmez. Örgütün faaliyeti çerçevesinde ayrıca suç işlenmesi hâlinde, hem bir veya ikinci fıkrada tanımlanan suçtan hem de amacı oluşturan suçtan dolayı gerçek içtima kurallarına göre cezaya hükmedilmelidir.
Maddenin beşinci fıkrasında, örgüt yöneticilerinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir. Örgüt yapısı içinde, kendisine suç işlemek gibi örgütün amacına uygun bir görev verilen kişi bu görevini yerine getirmezse, hemen yerine bir diğeri rahatlıkla ikame edilebilmektedir. Bu nedenle, örgütün yöneticisi konumunda olan kişiler, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak sorumlu tutulmalıdırlar.
Altıncı fıkraya göre, örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyesi olarak kabul edilmesi ve bu nedenle de sorumlu tutulması gerekir.
Yedinci fıkrada, örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılması öngörülmüştür. Bu nedenle, “örgüte yardım ve yataklık” adıyla ayrı bir suç tanımlaması yapılmamıştır. Bu kavram altında söz konusu edilen fiiller, nitelik bakımından örgüte üye olmak dolayısıyla sorumluluğu gerektirmektedir.
Maddenin sekizinci fıkrasında, örgütün veya amacının propagandasının yapılması suç olarak tanımlanmıştır. Bu propagandanın basın ve yayın yolu ile işlenmesi, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
MADDE 221.– Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolun-maz.
İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgüt üyesinin, etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayrıca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu koşullar gerçekleştikten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olmasının veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlenmiş olmasının, etkin pişmanlıktan yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi hâlinde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermiş olmaktır. Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.
Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağla-nabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönet-mek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.
Kurucu, yönetici veya üyenin, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir.
Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmelidir. Bu bir yıllık süre, kişinin serbest bırakıldığı an-dan itibaren işlemeye başlar. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması açısından, etkin pişmanlık nedeniyle kişi hakkında cezaya hükmolunmaması ile indirilmiş cezaya hükmolunması arasında bir fark gözetilmemiştir. Uygulanmasına başlanan denetimli serbestlik tedbirinin süresi hâkim kararıyla uzatılabilecektir. Ancak süre üç yıldan fazla olamaz.
BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2020)