16 Apr
16Apr

İŞ HUKUKUNA GENEL BAKIŞ

Av. Nuri MEHMETOĞLU

1.GİRİŞ

Hukuk, (yazılı hüküm olmazsa dahi) toplumsal yaşayışın istisnasız hemen her alanıyla ilgilendiğinden sınırlarının belirlenmesinin güç ve hatta olanaksız ölçüde geniş olmasının bir sonucu da çok fazla sayıda tanımının yapılabilmesinin yanında hiçbir tanımın da tam anlamıyla yeterli olamayabileceğini iddia etmek te mümkündür.

Hak kavramının çoğulu olup aslı Arapça bir kelime olan, Hukuk: çok kısaca; toplumsal yaşayışı kurallara bağlayıp koyduğu kurallar içinde olunmasını sağlayıcı tedbirler alan ve aksi halinde yaptırmlara başvuran toplumsal bir sistem olarak tanımlanabilir.

Sonsuz denebilecek kadar geniş bir düzen veya sistemin, kategorize edilmesinde de büyük güçlüklerle karşılaşılacağı kaçınılmazdır.

Ancak yine de öğretide Hukuk, temel olarak;

1. Kamu Hukuku

2. Özel Hukuk

3. Karma Hukuk

olmak üzere üç ana kategoriye ayrılarak incelenmektedir.

Toplumumuzun önemli bir kısmını doğrudan doğruya, bir kısmını da dolaylı olmak üzere çok geniş bir kitleyi ilgilendiren ve yaşamını etkileyen,tezimizin konusu olan kıdem tazminatının düzenlendiği ’’İş Hukuku’’ hem Kamu Hukuku hem de Özel Hukuk karakteristiklerine sahip olduğundan Karma Hukuk olarak kabul görmektedir.

Birbirleri ile çok yakın ilişki içinde olup geçmişte tek hukuk alanı olarak incelenmesine rağmen ve günümüzde de halen birlikte anılan İş Hukuku ile Sosyal Güvenlik Hukuku; bilim çevrelerinde ayrı disiplinler olarak incelendikten sonra artık günümüzde uygulama da farklı iki ayrı hukuk dalı olarak kabul görmektedir.

2.İŞ HUKUKU

Toplum hayatında, konusu insan faaliyeti olan pek çok ilişkiden söz edilmek olanağı varsa da; İş Hukuku iş sözleşmesi ile doğan ve bağımlı (tabi) hizmet yükümlülüğü olan kişiler ile işsözleşmesi ile ilişkilenmiş (gerçek veya tüzel) kişilerin ilişkilerini konu alır.

Bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme [1] olan işsözleşmesinin tarafları olan işçi (Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi [2]) ile işveren (İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar [3]) arasında işilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarını sistematik olarak inceleyen hukuk dalına İş Hukuku adı verilmiştir.

Genel anlamda İngilizce karşılığı ''labour legislation'' olan İş Hukuku, gerek Avrupa gerekse Amerika'da 18. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlayan ve günümüze kadar hızla gelişen sanayileşme hareketleriyle ortaya çıkmış ve gelişmiştir.

İşçi yada çalışan sınıfının işverenler yada idareler karşısında menfaat ve sorumluluklarını inceleyen iş hukuku bir yandan ülke ekonomisinin kalkınma ve zenginleşme yolunda önünü açarken diğer yandan da iç barış, düzen ve çalışma ortamlarının işlerliğini gerçekleştirmektedir. [4]

İş Hukuku iş ilişkisini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bir iş ilişkisinin İş Hukuku kapsamına girebilmesi için, iş gören kişinin bu işi başkasına bağlı olarak ve ücret karşılığında yapıyor olması gerekir. Bu bağlamda işlerinin yürütümün açısından esas itibariyle bağımsız olan ve kendi adına iş gören doktor, avukat, terzi vb. serbest çalışanların iş ilişkileri İş Hukuku tarafından değil; bu iş ilişkisine dayanak olan iş görme sözleşmelerinin (istisna, vekâlet vb.)hükümleri tarafından düzenlenir. Memurların; atanmaları, tüm çalışma koşulları, görev ve yetkileri, hak ve yükümlülükleri, aylık, ödenek ve diğer özlük hakları Anayasamızın 126. maddesinde açıkça belirtildiği için memurları İş Hukuku çerçevesinde ele almıyoruz. [5]

İş Hukuku'nun konusuna gelince; bu hukuk dalını kesin sınırlar içinde belirlemek oldukça güçtür. Çalışma hayatının değişen koşulları altında sahip olduğu dinamizmi, İş Hukuku'nun uygulama alanını genişlettiği gibi konuları da her geçen gün çalışma hayatının ihtiyaçları karşısında sürekli değişebilmekte ve esas itibariyle şu iki gurupta toplanmaktadır:

1. Ferdi İş Hukuku: İşçi ile işveren arasında kişisel olarak kurulan iş ilişkilerini konu alır. Hizmet akdinin özellikleri, türleri, yapılması, konusu, tarafların hizmet akdinden doğan hak ve borçları, sona ermesi, sona ermenin hükümleri ferdi iş hukuku (ferdi iş ilişkileri) adı altında toplanmaktadır.

2. Toplu İş Hukuku: Günümüzde işçi ve işverenler arasında kişisel olmaktan öte toplu olarak karşı karşıya gelme, örgütlü olarak kişisel hak ve çıkarlarını koruma ve geliştirme yollarını, usullerini ortaya koymaktadır. Sendikalaşma hareketi, toplu iş sözleşmeleri, hak ve çıkar uyuşmazlıkları ve bunların çözüm yolları olarak grev, lokavt ve hakem kurulları yardımıyla Toplu İş Hukuku (Kollektif İş İlişkileri) içinde inceleme konusu yapılmaktadır. [6]

3 İŞ HUKUKUNUN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ

1.3.1 GENEL OLARAK

İş Hukukunun ortaya çıkmasındaki en önemli etken sanayileşmedir. 18. yüzyılın sonlarında başta İngiltere olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesinde sanayileşme hareketleri başlamıştır. Teknik gelişmelere paralel olarak işbölümüne dayalı seri üretim yapan işyerlerinin artması, bu işyerlerinde çalışan işçi kitlesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bu dönemde hâkim olan iktisadi liberalizm hukuk düzenini de etkilemiş ve devlet, işçi-işveren ilişkisine herhangi bir müdahalede bulunmamıştır. Devlet çalışma koşulları ile ücretin serbest piyasada arz-talep dengesine göre belirlenmesini istemiştir. İktisadi liberalizm ilkelerinden olan sözleşme serbestisi ve serbest rekabet ilkesi, işverenleri işçi ücretlerinden tasarruf etmeye yönlendirmiş ve buna bağlı olarak işverenler, daha az işçiye daha çok işi, düşük ücretle yaptırma yolunu seçmiştir.

Sanayileşmenin beraberinde getirdiği ve işçi açısından karanlık tablonun ortadan kalkmasına yönelik faaliyetler, İş Hukukunun temelini oluşturmuştur. Bu faaliyetler üç ana başlıkta toplanabilir.

1. Devletin müdahalesi; Liberalizm yerine sosyal devlet ilkesinin benimsenmeye başlamasının ardından, Devlet, işçi-işveren ilişkilerine müdahale etmek suretiyle çalışma sürelerinin sınırlandırılması, kadın ve çocuk işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasının yasaklanması gibi işçiyi korumaya yönelik düzenlemeler yapmıştır.

2. Sendikalaşma hareketleri; Sanayileşme döneminde ekonomik açıdan zayıf olan işçilerin bireysel olarak işverenle pazarlık güçlerinin olmaması ve işveren tarafından belirlenen çalışma koşullarına bağlı olarak çalışmak zorunda kalmaları, işçilerin örgütlenmelerine ve birlikte hareket etmelerine neden olmuştur. Bu sendikalar sayesinde birçok çalışan sesini duyurma imkan bulmuş ve işverenler karşısında daha çok hakkını arayan bir işçi sıfatına haiz olmuşlardır.

3. Uluslararası girişimler; Ulusal düzeyde koruyucu tedbirlerin yanı sıra uluslararası alanda da işçiyi koruyucu çalışmalar yapılmıştır. Bu amaçla 1. Dünya Savaşından sonra Versay Barış Antlaşması ile Uluslararası Çalışma Örgütü kurulmuştur. Bu örgüt işçi-işveren ilişkilerinde kullanılacak asgari düzenlemeleri içeren uluslararası sözleşmeler hazırlamak suretiyle İş Hukukunun oluşumuna önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.

3.2 TÜRKİYE’DE

Türkiye’de sanayileşme batı ülkelerine nazaran daha geç başlaması hasebiyle, İş Hukukunun gelişimi de o ölçüde geç gerçekleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde daha çok lonca sistemi geçerliydi.

Tanzimat döneminde yürürlüğe konulan İş Hukukuna ilişkin ilk düzenleme 1865 tarihli Dilaver Paşa Nizamnamesidir. Mecelle’de de bazı hükümler İş Hukukunu ilgilendiriyordu.

Esas gelişme Cumhuriyetin ilanından itibaren başlamıştır. İlk olarak 1924 yılında Hafta Tatili Kanunu ve ardından sırasıyla 1926 tarihli Borçlar Kanunu, 1936 tarihli İş Kanunu’dur.

1961 Anayasası ile birlikte önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Anayasada öngörülen değişiklere bağlı olarak Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Deniz İş Kanunu ve 3008 sayılı İş Kanununun yerine 931 sayılı İş Kanunu kabul edilmiştir. Ancak 931 sayılı İş Kanunu Anayasa Mahkemesince iptal edilince 1971 tarihli 1475 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girmiştir.

1982 Anayasasının kabulü ile İş Hukukuna ilişkin düzenlemelerde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Bunlar arasında en önemlileri; 274 sayılı kanun yerine gelen 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 275 sayılı kanunun yerine gelen 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunun kabulü olmuştur.

Son olarak AB ve Uluslararası Çalışma Örgütü normlarına uygunluk çerçevesinde 22.5.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu kabul edilmiş ve 10.6.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. [7]

4 İŞ HUKUKUNUN İLKELERİ

İşçilerin Korunması İlkesi

İş Hukukunun ortaya çıkmasının temel faktörü işçilerin korunmasıdır. Bunun yanı sıra sosyal adaletin ve bu yolla toplumsal dengenin kurulması da hedeflenmektedir.

İşçinin işverene bağımlı olması, işçinin iş ilişkisinde özel olarak korunmasını ve böylelikle ilişkinin tarafları arasında belirli ölçüde dengenin sağlanmasını gerekli kılar. İşçi hukuki ve ekonomik açıdan işverene karşı bağımlı kılar.

İşçinin sadece maddi açıdan korunması yeterli değildir. Ayrıca çalışma hayatında işçinin kişiliğinin de korunması gerekmektedir. Zira iş sözleşmesinin konusu mal varlığı değil; kişisel ilişki kuran bir sözleşmedir. İçinin işveren tarafından her türlü iş kazası ve meslek hastalığı gibi tehlikelere karşı etkin olarak korunması gerekir.

İş Hukukunun temel amacı sadece işçiyi işverene karşı korumak değildir. Bunun yanı sıra toplum yararını da sağlamaktır. İşçiyi korurken toplumun fayda sınırları dışına çıkılamaz. Yani toplum yararı ile çatışmadığı sürece işçi korunur. Örneklemek gerekirse Anayasamızın 65. maddesinde yer alan şu ifade açıklayıcı olacaktır. “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerinin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” Yani işçiye ülke ekonomisinin yettiği ölçüde ücret tayin edilmesi gerektiği açıkça beyan edilmiştir. İşçiler korunurken işletmenin ekonomik ve teknik zorunlulukları, üretim ve verimlilik gerekleri de dikkate alınmalıdır.

İş Hukukunda genellikle işçilerin korunması emredici hukuk kurallarıyla sağlanır. Emredici hukuk kurallarının bir kısmı nisbi emredicidir. İşçi yararına olmak kaydıyla bu kuralların aksi kararlaştırılabilir. Örneğin, emredici olarak düzenlenen çalışma süresinin üzerinde bir çalışma süresi belirlenemezken bu sürenin altında bir süre belirlenebilir. Nisbi emredici hukuk kurallarına sosyal kamu düzenine ilişkin kurallar da denilmektedir.

Emredici hukuk kurallarının bir kısmı da mutlaktır. Mutlak emredici kuralların kamu düzenine ilişkin olmaları hasebiyle, bu kuralların hiçbir surette aksi kararlaştırılamaz veya değiştirilemez.

İşçi Yararına Yorum İlkesi

Yorum açık olmayan hükümlerin açıklığa kavuşturulması ve uygulanabilir hale getirilmesidir. İş Hukuku alanında yürürlükteki hükümlerde açık olmayan hususlar ve boşluklar bulunabilir. Bu gibi durumlarda tarafların gerçek ortak amaçları yorum yoluyla belirlenir. Ancak yoruma ihtiyaç duymayan hükümler işçi yararına yorumlanarak amacı dışında kullanılamaz. İşçi yararı korunurken toplum yararı da göz ardı edilmemelidir. [8]

5 İŞ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

5.1 ULUSLARASI KAYNAKLAR

Ululararası sözleşme ve hukuk kuralları Türkiye’nin ilgili anlaşmaya taraf olmasıyla artık Anayasa (90/1), gereği kanun hükmündedirler.

Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) tarafından hazırlanmış ve üye devletlerin onaylanmasından sonra yürürlüğe girmiş bulunan birçok sözleşmeye taraf olmuş, yürürlüğe girmiş ve iç hukukumuz da büyük ölçüde bu sözleşmelere uyumlu hale getirilmiştir.

5.2 İÇ HUKUK KAYNAKLARI

Anayasa

Anayasal hükümlerin hiyerarşik yapısının sonucu olarak; Anayasa’da yer alan temel ilkeler ile hak ve özgürlükler diğer alanlarda olduğu gibi İş Hukuku bakımından da doğrudan doğruya bağlayıcı temel hukuk kurallarıdır. Özellikle sosyal devlet ilkesi ile sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler iş hukuku söz konusu olduğunda daha büyük bir önem arzetmekte ve iş hukukununa yön vermektedir.

Yasa

4857 sayılı İş kanunu, 1475 sayılı İş Kanunu (yalnız 14.madde), 5953 sayılı Basın İş Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, İş hukukunu doğrudan doğruya düzenleyen temel kanunlardır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu gibi kanunlar ise İş hukuku ie kısmen veya dolaylı olarak ilgilidirler.

Tüzük ve Yönetmelikler

İş Hukuku ile ilgili çok sayıda Tüzük ve Yönetmelikler çıkarılmış ve İş hukukunun çeşitli alanlarını düzenlemektedirler.

İşkolları Tüzüğü, İş Teftiş Tüzüğü, Hakeme ve Resmi Arabulucuya Başvurma Tüzüğü, İşçi çalışma ve kimlik karnesi tüzüğü, fazla çalışma tüzüğü, iş süreleri tüzüğü, işçi Asgari Ücret Yönetmeliği, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik, Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği gibi düzenlemeler örnek olarak sayılabilir.

Bakanlar Kurulu Kararları, Genelgeler, Resmi Tebliğler, Yargı Kararları ve Doktrin ile Örf ve Adet kuralları da iş hukukunun oluşum ve uygulamasına kaynaklık etmektedirler.

5.3 ÖZEL KAYNAKLAR

İş Sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmesi

Sübjektif ve özel nitelik taşıyan iş sözleşmesi, iş hukukunun emredici hükümlerine aykırılık taşımadığı sürece bireysel iş ilişkisini düzenleyen temel kaynaktır.

Objektif ve genel nitelikteki toplu iş sözleşmesi ise işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan ve toplu düzeyde iş ilişkilerini düzenleyen ve İş hukukunun emredici hükümlerine aykırılık taşımadığı sürece toplu iş ilişkisini düzenleyen temel kaynaktır.

İş Sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmeleri hükümleri, ilgilileri emredici nitelikte ve kanun hükmü gibi bağlayıcıdır. Toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinden farklılığı çok sayıda işçiyi ilgilendirmesidir.

İşyeri iç yönetmelikleri, işyeri uygulamaları ve işyeri talimatları gibi işyerine özgü kurallar da İş hukukunun özel kaynakları arasındadır

6 İŞ KANUNUNUN UYGULAMA ALANLARI

6.1 GENEL OLARAK

İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemeyi amaç edinen iş kanunu; Bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

Ancak bu uygulamanın istinaları mevcut olup, İş Kanununun uygulanmayacağı alanlar 4.maddede sayılmıştır.

Bu Kanunun kapsamına giren nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya tamamen değiştiren veya herhangi bir sebeple faaliyetine son veren ve işyerini kapatan işveren, işyerinin ünvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını ve soyadını yahut ünvanını, adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini bir ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır. [9]

Ancak, işyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler İş Kanunu madde 2’de belirtilen nitelikteki bu sıfatlarını kazandıkları günden itibaren; işyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar. [10]

6.2 İŞ KANUNUNUN UYGULAMA ALANI DIŞINDA KALAN İŞ VE İŞ İLİŞKİLERİ

Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanmaz; [11]

a) Deniz ve hava taşıma işlerinde,

b) 50 ve daha az işçi çalıştırılan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde,

c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri, 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanmaz.

d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,

e) Ev hizmetlerinde,

f) İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında,

g) Sporcular hakkında,

h) Rehabilite edilenler hakkında,

ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.

Sayılmak suretiyle 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri kapsamı dışında bırakılan bu işlerde bazı hallerde de 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağına hükmedilmiştir. [12]

Deniz taşıma işlerinde 854 sayılı Deniz İş Kanunu hükümleri uygulanmakta, özel bir kanunu olmadığından hava taşıma işleri ile ilgili işler için Borçlar kanunu hükümleri uygulanır. Bununla beraber; Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri, ile Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındadır.

Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, aile ekonomisi sınırları dahilinde olmamak kaydıyla tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, Tarım ürünlerinin işletilmesi faaliyetleri,Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler, Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındadır.

Bizzat sporcu olmayan spor kulüpleri çalışanları işçi sıfatındadır.


5953 syılı Basın İş Kanunu ile 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında olan iş ilişkilerine İş Kanunu yerine özel kanun hükümleri uygulanır.

Niteliği yönünden 30 gün ve daha az süren süreksiz işlerde İş Kanunun’da sayılan (3, 8, 12, 13, 14, 15, 17, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 34, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 75, 80 ve geçici 6 ncı maddeleri) uygulanmayacak olup bu maddelerde düzenlenen konularda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. [13]


DiPNOTLAR

[ 1 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:8 

[ 2 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:2

[ 3 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:2

[ 4 ] Prof.Dr.İlker Özdemir, iş hukuku ders notları; OsmanGazi Üni. Yayın no:TA 97-005 s1

[ 5 ] Yusuf Aydın Şahin; "İş Hukuku Ders Notları" (http://www.turkhukuksitesi.com)

[ 6 ] Prof.Dr.İlker Özdemir, iş hukuku ders notları ;OsmanGazi Üni. Yayın no:TA 97-005 s1

[ 7 ] Yusuf Aydın Şahin; "İş Hukuku Ders Notları" (http://www.turkhukuksitesi.com)

[ 8 ] Yusuf Aydın Şahin; "İş Hukuku Ders Notları" (http://www.turkhukuksitesi.com)

[ 9 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:3/1

[ 10 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:1/3

[ 11 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:4/1

[ 12 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:4/2a

[ 13 ] 4857 sayılı İş Kanunu Madde:10)

BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2008 Yılında Yazılmıştır)

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.