SİLAHLI ÖRGÜT
Av. Nuri MEHMETOĞLU
Giriş
Türk Ceza Kanununun, ikinci kitabındaki (özel hükümlerin) “Millete ve Devlete Karşı Suçlar” başlıklı dördüncü kısmın, (dördüncü ve beşinci bölümlerinde düzenlenmiş bıunan) “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” ile “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”ı işlemek amacıyla, silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma fiilleri ayrıca bağımsız suç olarak düzenlenmiş ve (temel) suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma fiillerinden daha ağır ceza öngörülmüştür.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu düzenlemesinde de aslında silahlı örgüt te, düzenlenmiş ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun (cezayı ağırlaştırıcı) nitelikli hali olarak daha ağır ceza öngörülmüştür.
Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma suçu (TCK 220) ile buradaki (TCK 314) silahlı örgüt kurma, (yönetme ve üye olma) suçu arasındaki temel fark şudur: 314’teki silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma suçları, madde:220’deki genel suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma suçu değil, münhasıran “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” ile “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”ı işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüt (kurma, yönetme ve üye olma) suçunu düzenlemektedir.
Silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma suçları dışındaki, (örgüt yöneticilerinin sorumluluğu, örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme, örgüte yardım etme, örgüt propagandası yapma gibi) diğer silahlı örgüt suçları, silahlı örgüt kapsamında düzenlenmemiştir.
Ancak; “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır” (TCK 314/3). hükmüne göre, silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma suçları dışında kalan diğer (silahlı örgüt) suçları bakımından (TCK 220. maddedeki) “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” hükümleri uygulanacaktır.
Bu bağlamda suç örgütü başlıklı yazımız da incelenbilir.
Bu düzenlemeye göre: TCK 302-313. maddelerinde düzenlenen, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, Devlete karşı savaşa tahrik, temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım, Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, yasama organına karşı suç, hükûmete karşı suç ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silâhlı isyan suçlarını işlemek amacıyla, kurulan silahlı örgüt suçlarına TCK madde: 314, sayılanlar dışında kalan suçları işlemek amacıyla kurulan silahsız veya silahlı örgüt suçlarına ise TCK madde: 220 hükümleri uygulanacaktır.
Suç Örgütü
Suç örgütlerine ilişkin temel düzenleme: Türk Ceza Kanununun, (ikinci kitabı olan) özel hükümler’in, üçüncü kısım, beşinci bölümünü oluşturan “Kamu Barışına Karşı Suçlar”ın içindeki, “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma” (220.) maddesidir. (Madde metni ile gerekçesi yazının sonuna eklenmiştir.)
Örgütlü suçlar veya organize suçlar da denilen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu” 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilmiş temel bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, tüm hukuk duzeni acısından temel bir suç tipi olacak şekilde sistematik ve unsurları somut hale getirilmiştir. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve diğer bazı kanunlarda yer alan örgütlu veya organize suç tiplerine de temel suç tipi oluşturmaktadır.
Kanun düzenlemesine göre: kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan, en az üç kişiden müteşekkil, yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olan yapılar suç örgütüdür.
Suç örgütü, kanunun suç saydığı fiilleri (suçları) işlemek amacıyla örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçları işleme için bir araç, (veya suç işlemeye yönelik bir hazırlık hareketi) niteliğindedir. Ancak bu hazırlık hareketi özel olarak, bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenip ceza öngörülmüştür. Ceza hukukunda, hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması genel ilke olarak var olmasına karşılık (bu genel ilkeye istisnai şekilde) tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile suç işleme amacı cezalandırılmaktadır.
Suç örgütü hiç suç işlememiş olsa dahi, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın, toplum düzenini tehlikeye attığından, örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçtur ve cezalandırmayı gerektirmektedir. Örgüt kapsamında suç işlenmesi halinde işlenen suçlardan ayrıca cezalandırma yoluna gidilmektedir.
Kanun düzenlemesinde, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, tabiri ile tüm türlerini kapsamaktadır. Günlük dilde ise, birçok farklı isimlendirme ve tabirler kullanılabilmektedir.
Sıkça dile getirilen “Yasadışı Örgüt” kavramı da hukuk kurallarının öngördüğü düzenlemeler dışında, birden fazla (TCK 220.ye göre en az üç kişi) kişinin bir araya gelmesi ile oluşturulan her türlü yapı ve oluşumları kapsamaktadır.
Suç örgütünün genel özellikleri
Normal olarak ceza hukukundaki genel ilke, hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması şeklindedir. Ancak, kamu duzeni, kamu güvenliği ve barışı açısından özel ve somut bir tehlike suçu oluşturması nedeniyle, tehlike suçu niteliğindeki bu hazırlık hareketleri bağımsız bir suç olarak kabul edilmiş olan “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” fiilleri cezalandırılmaktadır. Cezalandırma için ayrıca örgüt kurulmasında işlenmesi amaçlanan suçlardan herhangi birisinin işlenmiş olmasına gerek yoktur. Bu düzenlemeler ile suç işlemek için bir araya gelen kişiler, suç işledikleri için değil, suç işlemek için bir araya geldikleri için cezalandırılmaktadır. Bununla birlikte, amaçlanan suçların işlenmesi halinde ise ayrıca cezalandırılmaya gidilmektedir.
Sonuç olarak, somut tehlikeyi oluşturan olan örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından elverişlilik hususları gercekleşmişse, failler hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suçundan cezaya hükmolunacaktır
Ceza kanunlarındaki suçlar kural olarak tek kişi ile işlenen fiiller olarak düzenir. Ancak bazen (bazı suçlar için) kanuni tipte birden çok kişinin bulunması aranmaktadır. Kanunda suçun işlenmesi için birden çok kişi gerekli görülmüş, faillerden her birinin suçun oluşması için hareketi gerekiyorsa, suçta fail olması kanunda suçun unsuru ise, faillerden en az birisinin cezalandırılabilir olması halinde çok failli suç sözkonusudur.
Aynı yönde iradeleri ile birden çok kişinin katılımının zorunlu olduğu suçlar, doktrinde çok failli suçlar olarak adlandırılır. Bu suçlarda suça katılan kişilerin hareketleri aynı ve hepsi faildir.
Suç örgütünden sözedebilmek için, en az üç kişinin suç işlemek amacıyla hiyerarşik ilişki ve devamlılık içerisinde içinde, araç ve gereç bakımından da amaç suçları işlemeye elverişli olarak bir araya gelmesi gerekir. Bu nedenle suç örgütünün unsurlarınının başında, kanunun belirlediği asgari üç kişiden oluşması gelmektedir. Asgari üç kişinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurma konusunda birararya gelmeleri halinde bu suç oluşacaktır. Örgütün varlığı için en az üç kişinin bir araya gelmesi gereklidir, fakat (kişi sayısı bakımından) üst sınır yoktur. Üç kişinin altında kişinin, amaç suç(lar)ı işlemek bakımından bir araya gelmesi halinde, örgüt değil, iştirak gündeme gelecektir.
Suç örgütünün bir diğer unsuru da devamlılıktır. Örgütte, iştirakte olduğuna benzer şekilde, belirli bir suç veya suçları işlemek amacıyla bir araya gelme söz konusudur. İştirakte süreklilik yoktur, ancak örgütte amaç suçların işlenmesi bakımından bir araya gelinmesi süreklilik taşımaktadır. Sadece bir veya birkaç suç işleyerek dağılma amacı yoktur. Amaç, amaç suçları sürekli ve devamlı olarak işlemeye yöneliktir.
Bir diğer unsur da, amaç suçları işlemeye elverişliliktir. Örgütün, üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaç suçları işlemeye elverişli olması gerekir.
Suç örgütlenmeleri, çoğunlukla, Devlet idaresindeki hukuksal boşlukların hukuk, ekonomik, güvenlik gibi alanlarında etkinliğinin yitirilmesi ile Devlet idaresindeki toplumsal nedenlerin, toplumda yarattığı sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve psikolojik sorunların çözülememesi ve/veya artması sonucunda, suç işleme eğilimlerinin artmasını sağlayan zeminlerde daha çok görülebilmektedir. Örgütlü suçluluğun ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri de ekonomik istikrarsızlıktır. Suç örgütleri, yasalardaki boşluklardan da azami derecede faydalanarak genişleme olanağı bulmaktadır.
Örgütlü suçlar, tehlike suçudur ve öncelikle kişinin toplumsal yapı içinde huzur ve güvenini bozarak yaşama hakkı hakkı açısından büyük tehlike oluşturmaktadır. Devlet idaresini ve dolayısı ile adalet sisteminin zayıflama ve etkinliğini azaltmakla da hukuki güvenliği de ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca kişinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamasında haksız kazanç elde edilmek suretiyle zarara uğramasına sebebiyet vermektedir.
Suç örgütleri veya örgütlü suçlar, genellikle üç kategoride toplanmaktadır.
1. Ekonomik (çıkar) amaçlı suç örgütleri
Birleşmiş Milletler Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Sözleşmesinin tarifinde “doğrudan veya dolaylı olarak malî veya diğer bir maddî çıkar elde etmek amacı”ndaki örgütler olarak belirtilmektedir. Ancak buradaki ekonomik kazanç sadece para olmayabilir. Farklı menfaatler içeren çıkarlar da bu kapsamda değerlendirilebilir.
2. Mafya örgütleri
Aslında bu örgütler de ekonomik çıkar amaçlı örgütlerdir. Mafya örgütleri, ekonomik çıkar amaçlı örgüt olmakla birlikte cebir, şiddet ve tehdit unsurları bu örgütlerin faaliyetlerinin ayrılmaz parçası halindedir.
3. Siyasî örgütler (ve terör örgütleri)
Hiyerarşi ve örgütlülük bakımından en tipik örgütlerdir. Bu örgütlerin, şekil ve amaçları konusunda belli bir oranda farklılık olsa da ortak hedef devlet idaresi ve siyasi iktidardır.
Silahlı örgütün unsurları
Silahlı bir örgütten sözedilebilmesi için; konu örgütün en az üç kişiden oluşması, hiyerarşik bir yapıya sahip olması, TCK 302-313. maddelerinde düzenlenen suçları işlemeyi amaç edinmesi, suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, devamlılık arz etmesi, yapı, üye sayısı, silah, araç ve gereç bakımından amaç suçlara elverişli olması gerekmektedir.
Üyelik için bir kayıt veya tören olması aranmazsa da, kişinin bu yönde irade gösterdiği örgütün de en azından, kişiyi örgüte kabul etmediğine dair söz veya hareketlerin bulunmaması gerekir. Üyelik sayısı bakımından, kişinin sadece sempatizan olması yetmez, davranışları ile üye olduğu anlaşılmalıdır. Tek beyanla üye olunup olunamayacağı tartışmalıdır.
Hiyerarşik yapı bakımından bilinen klasik yapılara uymasa da, iş bölümü, görev dağılımı gibi hareketlerin olması ve örgüt adına iş veren ile iş gören kişilerin bulunması gerekmektedir. Üyelere iş veren ve yönetip yönlendirenler yönetici, iş gören ve talimatlarını yerine getirenler ise üye olarak kabul edilecektir.
Örgütün, unsurları ile birlikte toplumun barışını ve düzenini bozma tehlikesi oluşturması gerekmektedir. Bunun için de örgütsel yapının devamlılığa da sahip olması gerekmektedir. Aksi halde (sadece kısa bir süre için veya bir suç için birleşip dağılan oluşumlar) toplumun barışını ve düzenini bozma özelliği olmayacaktır. Ancak örgütün kendi iç nedenleriyle dağılması veya kamu gücü ile ortadan kaldırılması yahut başka nedenlerle kısa sürmesi devamlılığının olmadığı anlamına gelmez.
TCK 302-313. maddelerinde düzenlenen suçları işlemek için bir araya gelme unsuru olmayan yalnızca bir veya belli birkaç suç için bir araya gelmiş ve belirtilen suçları işledikten sonra dağılan gruplar için silahlı örgütün varlığından söz edilemez.
Fail, mağdur ve fiil
TCK 302-313. maddelerinde düzenlenen suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kurma suçu özgü suç değil, (en az üç kişi olması gereken üye sayısının dışında) herhangi bir özellik aranmadığından herkes bu suçun faili olabilir. Silahlı örgüt kuran ve/veya yöneten, ya da sayılan suçları işlemek amacıyla kurulmuş olan bir örgüte üye olan herkes bu suçun faili olabilir. Ancak; kurucu ve yönetici ile üye olanlara verilmesi öngörülen ceza miktarı farklıdır.
Silahlı örgüt kurma suçu, Devletin güvenliği ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı olduğundan toplumu oluşturan herkes mağdurdur.
Ayrıca, her suç bireysel menfaatin yanında, toplumsal ve/veya kamusal menfaatleri de ihlâl etmekle ceza adalet sisteminin korumasında olan genel menfaati (dolaylı olarak) ihlâl ettiğinden, Devlet de bu suçların mağduru kabul edilmektedir. Ayrıca, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt, Devletin varlığı ve otoritesini ve korumakla yükümlü olduğu toplumsal menfaatleri de tehdit ettiği yönüyle de Devlet bu suçun mağdur olmaktadır.
Silahlı örgütün amaçları doğrultusunda işlediği suçlardan dolayı somut olayda zarara uğrayan kişiler, ayrıca o somut olay bakımından doğrudan mağdur konumundadırlar.
Suçun maddî unsuru, yani tanımlanan fiil, “kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak” şeklinde belirlenmiştir.
Bununla birlikte, somut olayda, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme, örgüte yardım etme ve örgüt propagandası yapma suçları da ortaya çıkabilmektedir.
Ayrıca kanuni tipe uygun icrai ya da ihmalî bir hareket/fiil ile fiilin doğurduğu netice arasında (illiyet) nedensellik bağı olmalıdır.
Silahlı örgüt suçlarının görünümleri (TCK 314 kapsamında)
Silahlı örgüt düzenlemesinde birbirleri ile bağlantılı olsa da beş farklı suç tipi ortaya çıkmaktadır.
1. Silahlı örgüt kurma veya yönetme (314/1)
2. Silahlı örgüte üye olma (314/2)
3. Silahlı örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme (314/3 yollaması ile 220/6)
4. Silahlı örgüte yardım etme (314/3 yollaması ile 220/7)
5. Silahlı örgüt propagandası yapma (314/3 yollaması ile 220/8)
TCK dışında, Terörle Mücadele Kanunu’nda da suç örgütleri ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır.
Silahlı örgüt kurma suçu
Örgüt kurma; kısaca, olmayan bir örgütün oluşturulmasıdır. Kanunda belirtilen unsurları taşıyan bir oluşumun yapılandırılması ve örgütlendirilmesidir. Daha önce yasal olarak kurulmuş (sivil toplum kurumu veya benzerleri) bir örgütün, yasal faaliyetlerle birlikte suç işlemeyi de amaç edinmesi veya suç işleme amacına yönelik hale getirilmesi gibi durumlarda da suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu sözkonusu olacaktır.
Silahlı örgüt kurma suçu, örgütün kurulmasıyla tamamlanır. Örgüt kurucusu bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Ancak silahlı örgütten sözedilebilmesi için en az üç kişi gerektiğinden, kurucu tarafından belirli örgüt amacını gerçekleştirmek üzere kurulan örgütte (sıfatı ne olursa olsun) en az iki kişinin daha bulunması gerekir.
Silahlı örgüt kurucusu (veya kurucuları) kurucu olmakla birlikte, aynı zamanda örgütün üyesidir(ler). Fakat örgüt kurucuları ayrıca örgüte üye olmaktan cezalandırmayacak, sadece (cezası daha ağır olan) “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu”ndan cezalandırılacaktır.
Silahlı örgütü yönetme suçu
TCK’nın 220. maddesinin birinci fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile suç örgütünü yönetme suçu birlikte ve seçimlik hareketli olarak düzenlenmiştir. Bu açıdan her iki suç için tek ceza öngörülmüştür.
Örgütün kuruluş veya varlığı ile hedef edindiği amaçlara ulaşabilmek ve örgütün etkinliği ve başarısı için, örgütün, üye, araç-gereç, malzeme, silah, mali yapı, iaşe, barınma vb, her türlü unsurunun, düzenlenmesi ve organize edilmesi hareketlerinin tamamı yöentme’dir. Ancak örgüt faaliyetleri çerçevesinde sadece tek bir suçun planlanması ve uygulanmasının organizasyonu, örgüt yönetme olarak kabul edilmemektedir. Yönetme, örgütün genel işleyişi ile ilgili olmalıdır.
Kanundaki suç tipinde, örgüt yöneten kişiler de yönetici olmakla birlikte aynı zamanda örgütün üyesi olsalar da, örgüte üye olmaktan cezalandırmayarak, kurucu(lar) gibi (cezası daha ağır olan) “silahlı örgütünü yönetme suçu”ndan cezalandırılacaktır.
Geniş bir yapıya sahip örgüt yapılanmalarında (her somut olayın ayrıca değerlendirilmesi gerekse de) bölge, şehir, kasaba, semt, mahalle sorumluları gibi kişiler genellikle yöneici olarak kabul edilmektedirler.
Silahlı örgüte üye olma suçu
Kurulu bir silahlı örgüte üye olma suçu için, örgüt kurma ve örgüt yönetmeye göre, daha hafif ceza ile cezalandırılma öngörülmüştür.
Örgütün programının, veya faaliyetlerinin benimsenmesi, beğenilmesi veya sempati duyulması kişinin örgütün üyeliği ile suçlanması için yeterli değildir. Hatta örgütün amaç, değer, ideoloji ve fikrine inanmak, saygı duymak, bu doğrultudaki yayınları bulundurmak ve okumak ta örgüt üyesi anlamına gelmemektedir.
Örgüte eylemsel katkıda bulunulması, görev üstlenilmesi gerekir. Ancak mutlaka örgütsel bir eylem gerçekleştirilmiş olunmasına da gerek yoktur. Örgütün gerektiğinde kişiyi kullanabilmesi, kişinin de göreve amade olması halinde de üyelikten söz edilebilecektir.
Bu nedenle kişinin, henüz fiili bir eylemle örgüte katkı sağlamadan yakalanmasında, kişi örgüt üyesi olarak değerlendirilerek cezalandırılma ile karşı karşıya gelebilir.
Kişi örgüte üye olmayı talep etse bile, örgüt tarafından şekli nasıl olursa olsun kabulünden sonra, örgüt üyesi kabul edilmektedir. Bu nedenle, tek taraflı irade beyanıyla örgüte üye olunamayacağını kabul görmektedir.
Kişinin, örgüte katıldığını ve örgütsel bir organizasyonun parçası olduğunu bilmesi ile kendisiyle birlikte başka kişilerin de var olduğunu bilmesi gerekir. Bununla birlikte, örgüt kurucuları, yöneticileri ve üyelerinin tamamını tanıması ve onlar tarafından tanınmasına gerek yoktur.
Silahlı örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme
Silahlı örgüt kurma, kurulan örgütü yönetme ile kurulan örgüte üye olmak zaten cezalandırılmayı gerektiren bağımsız suç tipleridirler. Silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olmaktan cezalandırılma için herhangi bir suç işlenmesi gerekmemektedir.
Ancak, kişinin; silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olmakla birlikte örgüt faaliyetleri çerçevesinde ayrıca, suç işlemesi halinde, bu suçlardan dolayı da, ayrıca cezaya hükmolunur.
Silahlı örgüt yöneticilerinin sorumluluğu
“Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” (TCK 220/5). hükmü gereği, örgüt yöneticileri, suç işleme amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçunun yanısıra, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı da ayrıca fail olarak cezalandırılırlar.
Silahlı örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme
“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır”. şeklindeki kanun düzenlemesi, örgüt adına suç işleme suçunu örgüt üyesi ile eşdeğer tutmuştur. Örgüte bilerek ve isteyerek yardımda bulunanlar, örgüt üyeleri gibi cezalandırılır. Örgüte bir kez yardım edilmesi yeterlidir. Sürekli yardım gerekmez. Peşinden gelen “örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir”. hükmüyle de cezalandırmanın üyelik cezasında daha düşük olacağı düzenlenmiş, son olarak “bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır. hükmü ile de de istisna düzenlemesi yapılmıştır.
Buna göre örgüte yardım etme suçu sadece silahlı örgütler bakımından uygulama alanı bulacak, silahlı olmayan örgütlerde ise bu hüküm uygulanmayacaktır. Ancak, örgüt adına suç işleyen kişinin, işlemiş olduğu suçun varlığı halinde işlediği suçtan sorumlu olacaktır.
Silahlı örgüte yardım etme
Örgüte yardım etme suçu da; “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır”. hükmü ile önce örgüt üyesi ile eşdeğer tutulmuş, peşinden gelen; “Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir”. hükmü ile cezalandırmanın üyelik cezasından daha düşük olması öngörülmüştür.
Böylece örgütsel hiyerarşiye dahil olmadan, bilerek ve isteyerek örgüte yardım eden kişiye, örgüt üyesine oranla daha az ceza uygulanacaktır.
Farkında olmadan, silahlı örgüte yardım veya hizmette bulunulmuş olması halinde, herhangi bir sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Örgüte yardım eden kişiler açısından, suça iştirak kuralları kapsamında şerik olarak sorumlu tutulabilecekken, kanunda, örgüt kurma suçundaki bu özel düzenleme ile yardım eden olarak sorumlu tutulmuştur.
Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin fiili ile başka bir bağımsız suç işlemesi halinde, yardım eden olarak değil örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten sorumlu tutularak cezalandırılacaktır
Silahlı örgüt propagandası yapma
“Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” düzenlemesi ile, silahlı örgüt kurma veya yönetme, örgüte üye olma, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme, örgüte yardım etme, suçlarının yanında bir de örgüt propagandası yapma fiili suç olarak düzenlenmiş ve cezai yaptırım öngörülmüştür.
Burada yalnızca, silahlı örgütun propagandasını yapmak suç olarak düzenlenmiştir.
Düzenlemeye göre: örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi cezalandırılacak, bu suçu basın ve yayın yolu ile işleyen kişinin cezası arttırılacaktır.
Suçun özel görünüş biçimleri
Silahlı örgüt kurmak, yönetmek ve üyelik suçları tehlike suçu olduğundan suçlara teşebbüs mümkün değildir. Ancak yardımsuçunda teşebbüs mümkündür. Silahlı örgüt suçları için genel kast yeterli değildir. Özel kastla işlenebilir.
Kanunda sayılan suçlar “amaç” silahlı örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak ise, bu amaçlara (suçlara) yönelik araçtır..
Örgütün kurulması belirli bir hazırlık aşamasını gerektirse de, en az üç kişinin bir araya getirilmesi, ile araç ve gereçlerin temini hareketi tamalamış olacaktır. Unsurların eksik olması halinde ise örgütten sözedilemeyecetir. Örgüt kurmaya yönelik faaliyetler, örgüt kurmaya da elverişli ise suç tamamlanmış ve örgüt kurulmuş olur. Elverişli değilse örgüt kurulmamış olacağından suç teşebbüs aşamasında kalır. Ancak burda bu kez örgüt suçundan söz etmek tartışmalı olacaktır.
Suçlar, bir kişi tarafından tek başına işlenebileceği gibi, birden fazla kişinin iştirakiyle de işlenebilir. Bir suçun icrasına iştirak eden suç ortaklarının bu suçun işlenişine etki ve suça hakimiyetleri değerlendirilerek faillik ve şeriklik şekillerinde sorumlulukları tespit edilir.
Bu bağlamda, madde içerisinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütun veya amacının propagandasını yapma açısından şerik olarak suça iştirak etmek mümkündür.
Ancak örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ile örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi hakkında, örgüt adına suç işlenmesi ve örgüte yardım şeklinde iki suç tipi daha düzenlenmiştir.
Kanunda, örgüt adına suç işleme ve örgüte yardım etme suçlarında, şerikliğe ilişkin hükümlerin uygulanması yerine, (nisbeten indirilmek suretiyle) örgüt üyesi olarak cezalandırılma öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu’ndaki temel içtima kuralı “fiil sayısı kadar suç, suç sayısı kadar ceza” şeklindeki gerçek içtimadır. Bu kuralın istisnaları olarak, bileşik suç (m. 42), zincirleme suç (m. 43/1,3), aynı türden fikri içtima (m. 43/2,3) ve farklı türden fikri içtima (m. 44) kuralları da düzenlenmiştir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetmede suçların içtimaı hükümlerinin uygulanmasına olanak yoktur.
Ayrıca, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunacağı belirtilmiş olduğundan dolayı, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüt tarafından amaç suçların işlenmesinde, fikri içtima kuralları da uygulanamayacaktır. Bu bağlamda faile, hem amaç suçun, hem de işlenen suç niteliğindeki suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya üye olma suçunun cezası verilecektir. Bu aynı zamanda, bileşik suçun da istisnası niteliğindedir.
Örgütün amacı olan suçlardan birinin örgüt üyelerinden biri tarafından işlenmesi halinde, örgüt yöneticisi suçu işlememiş olsa dahi, hem örgütü yönetmek suçunun faili hem de örgüt üyesince işlenen amaç suçun dolaylı faili olarak cezalandırılır.
Yaptırım
Silahlı örgüt kurma suçu ile suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yönetme suçları için on yıldan on beş yıla kadar, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçları için ise beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Silahlı örgütün yöneticileri, yönetimde oldukları sürede örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı cezalandırılacaklardır.
Örgüt faaliyeti çerçevesinde başka bir suç işlenmiş ise, o suçların karşılığı olan cezaya da hükmedilecektir.
Silahlı örgütlere yardım ayrı bir suç düzenlemesi yoktur. Genel suç örgütü suçlarına ilişkin düzenlemeye göre, (sadece silahlı örgütlere uygulanan hükme göre): örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır, ancak üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
Örgütsel yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi de, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Ancak üyelik nedeniyle verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
Etkin pişmanlık
Cezayı kaldıran veya azaltan şahsi nedenler, suçun işlenmesi sırasında bulunmayan, suç işlendikten sonra ortaya cıkan, bir takım nedenler, kişiye ceza verilmemesini veya cezasında indirim yapılmasını sağlayabilmektedir.
Türk Ceza Kanunundaki, (220/7) suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla ilgili olarak düzenlenen, cezayı ortadan kaldıran ya da azaltan şahsi bir neden olarak (özel bir) etkin pişmanlık düzenlemesi, silahlı örgüt suçlarında da geçerlidir.
221. madde, 1., 2., ve 3. fıkralarda, failler hakkında cezaya hükmolunamayacağı; 4. fıkrada cezaya hükmolunamayacağı veya cezasının indirilebileceği, 5. Fıkrada, etkin pişmanlıktan yararlananlar hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanabileceği hükme bağlanmıştır.
Silahlı örgüte silah sağlama suçu (TCK 315)
Örgüte silah sağlama suçu, örgüte yardım etmenin, özel bir görünümüdür ve (TCK madde:315’te) özel olarak düzenlenmiştir. Örgüte yardım etmenin, silah sağlama suretiyle yapılmasıdır. Bu (özel) düzenleme nedeniyle örgüte verilmek üzere, silah üreten, satın alan, ithal eden, temin eden, nakleden veya depolayan kişi silahlı örgüte yardımdan değil, silahlı örgüte silah sağlama suçundan sorumlu tutulacaktır.
Bu suçun işlenmesi halinde, kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanun maddeleri
Silâhlı örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
Silâh sağlama
Madde 315- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silah temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. (2)
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. (Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.
(7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Etkin pişmanlık
Madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.(1)
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.
Madde gerekçeleri
MADDE 314.– Madde metninde halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyana tahrik, suç olarak tanımlanmaktadır. Silâhlı isyan, Devlet otoritesini yok etmek amacını ifade eder.
Suçun oluşması bakımından önemli olan husus, halkı “silâhlı olarak” maddî bir fiile kışkırtmaktır.
Suçun oluşması için, isyana tahrik fiili yeterlidir; isyanın gerçekleşmesi şart değildir. Zira maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, yapılan kışkırtma sonucu isyanın gerçekleşmesi hâlinde buna katılanlara ve isyanı idare edenlere verilmesi gerekli cezalar ayrıca gösterilmiştir.
İkinci fıkraya göre, isyana kışkırtan ayrıca buna katılmış veya isyanı idare etmiş ise, artık sadece katılma veya idare etmeden dolayı ceza verilmesi gerekecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyana tahrik veya silâhlı isyan suçlarının, Devletin savaş hâlinde olmasının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza belirlenmiştir.
Silâhlı isyan suçunun işlenmesi sırasında kişiler öldürülmüş, yaralanmış ya da kişilerin veya kamu mallarına zarar verilmiş olabilir. Maddenin dördüncü fıkrasında, bu suçlardan dolayı da ayrıca cezaya hükmolunacağı kabul edilmiştir.
MADDE 315.– Maddenin birinci fıkrasında, bu fıkra kapsamına giren suçları işlemek amacıyla silâhlı örgüt kurmak veya yönetmek, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. İkinci fıkrada ise, bu nitelikleri taşıyan örgüte üye olmak, ayrı bir suç olarak yaptırım altına alınmıştır.
Maddede geçen temel kavram örgüttür. Dikkat edilmelidir ki, genel olarak suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgüte üye olmak, kanunda yaptırım altına alınmış olmasına rağmen; bu maddede, işlenmesi amaçlanan suçlar bakımından bir sınırlama getirilmiştir. Keza, her iki suç arasında örgütün niteliği bakımından da farklılık bulunmaktadır. Bu madde kapsamına giren örgütün silâhlı olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, silâh, bu suçun bir unsurunu oluşturmaktadır. Ancak, örgütün bütün mensuplarının silâhlı olmaları zorunlu değildir; hedeflenen suçların işlenmesini sağlayabilecek derecede olmak üzere bazı üyelerin silâhlı olmaları, suçun oluşması için yeterlidir. Her hâlde silâh sayısının suçun oluşması bakımından yeterli olup olmadığının takdiri de hâkime aittir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, bu suç açısından da aynen uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bu suça ilişkin diğer hususlar hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin madde gerekçesi ile bu suçla bağlantılı etkin pişmanlık hükmünün gerekçesine bakılmalıdır.
BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2020)