KORUMA, GÖZETİM, YARDIM veya BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLÂLİ
Av. Nuri MEHMETOĞLU
Terk
Yaşı veya hastalığı dolayısıyla, kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi, kendi haline terk eden kişinin cezalandırılacağını düzenleyen Türk Ceza Kanunu (m.97) öncelikle kişilerin yaşamları, beden bütünlükleri ve ruh ile beden sağlıklarını korumayı hedeflemiştir. Bu hedef ve amaç; her insanda bulunması gereken acıma ve yardımlaşma duygularını sürdürmek, dayanışma görevinin yerine getirilmesini sağlanarak toplumsal yaşam değerlerini yaşatmayı da kapsamaktadır.
“(1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi haline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur” (TCK m.97).
Terk suçunda, yaşı ya da hastalığı nedeniyle kendisini idare edememesinden dolayı kendi hâline terk edilen kişiler, suçun konusunudur.
Terk suçu bir tehlike suçu olduğundan fiil sonucunda, herhangi bir zararın meydana gelmiş olmasına gerek yoktur.
Terk dolayısıyla mağdurun hastalığa yakalanması, yaralanması veya ölmesi neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerdendir.
Suçun konusu olan terk hareketi icrai veya ihmali şekilde olabilir. Suç kasten işlenebilecek bir suçtur. Fail, terk etmekle mağduru tehlikeli bir durumda bıraktığını bilmelidir. Burdaki kastta, kendi hâline terk edilen mağdurun, hastalanabileceği, yaralanabileceği veya ölebileceği neticelerin olabileceği ihtimaline karşı “olursa olsun” düşüncesinin taşınmaması gerekmektedir. Buna dayalı olarak bu sonuçların olması halinde, (terk suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli değil), doğrudan (neticeye göre) kasten yaralama veya kasten öldürme, söz konusu olabilecektir.
Teşebbüs aşamasında kalması da mümkündür. Ancak terk suçunda hukuka uygunluk nedeni yoktur. Maddi olanaksızlık nedeniyle çocuğuna bakamayan ebeveynin terki de zorunluluk hali oluşturmaz, zira bu durumda çocuğun devlet kurumlarına bırakılması gerekmektedir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye, hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmek veya durumu derhal ilgili makamlara bildirmek, toplumsal sorumluluk gereğidir ve bu sorumluluğu yerine getirmemek suç olarak kabul edilerek ceza yaptırımı öngörülmüştür.
“(1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” (TCK m.97).
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunun faili ile mağdur arasında koruma ve gözetim yükümlülüğü ilişkisi bulunmamalıdır. Çünkü; failin, mağduru koruma ve gözetim yükümlülüğü altındaki kişilerden biri olması halinde, yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu değil, terk suçu sözkonusu olacaktır.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ön ödemeye tabidir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunda korunan hukuki değer, kişinin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğüdür.
Suçun maddi unsuru “yardım etmemek” ya da “durumu derhal ilgili makamlara bildirmemek” şekillerinde ortaya çıkan ihmali davranışlardır. Seçimlik hareketli bir suçtur, her iki hareketten biri veya ikisi olabilileceği gibi ve ikisi de olabilir.
Yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan nedenle mağdurun ölmesi halinde daha ağır ceza tatbik edilecektir.
BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2010’da Yazılmış 2020’de Gözden Geçirilmiştir.)