29 May
29May

ŞEREFE KARŞI SUÇLAR

Av. Nuri MEHMETOĞLU

Dünyada en yaygın kabul gören belgelerin başında gelen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar” (m.1), genel ilkesi ile başlar. Diğer uluslarası belgeler de çoğunlukla bu ilke doğrultusundadır.

Anayasadaki “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” (Any. m.17). hükmü de bunu kabul etmenin yanında “… kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışma… ” (Any. m.5). ‘yı Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayar.

İnsan onuruna karşı işlenen suç tipleri, ceza hukukunda “genel tahkir (onuruna dokunma, onur kırma, aşağılama) suçları”; onura karşı olmakla birlikte başka bazı değerlere de tecavüzü kapsayan bir kısım suçlar ise “özel tahkir suçları” olarak tanımlanmaktadır. Özel tahkir suçları ayrı ayrı düzenlenmiş ve hükümlere bağlanmıştır. Genel tahkir suçu olan: hakaret, eski 765 sayılı TCK’nda “Hakaret ve Sövme Cürümleri” başlığı altında düzenlenmişken, 5237 sayılı TCK’nın “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında (125-131. maddelerde) düzenlenmiştir.

Şeref (onur), kişinin toplumdaki içindeki saygınlığıdır. Hakaret ise, kişilerin toplum içindeki saygınlığını, rencide etme ve aşağılamaktır. Hakaret birçok değişik şekilde gerçekleştirilebilir. Bu nedenle kanunda, hakaret suçu seçimlik hareketli (çok hareketli) olarak düzenlenmiştir. İlk maddesi de şöyledir:

“(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. 

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır” (TCK m.125).

Ancak, Türk Ceza Kanunu düzenlemesinde “Şerefe Karşı Suçlar” kapsamında düzenlenen hakaret suçu, birçok madde düzenlemesinden farklı olarak, tek bir maddede düzenlenmemiş, bölümü oluşturan 7 madde içinde farklı şekilleri düzenlenmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Bu nedenle bölümü oluşturan bu 7 maddenin, tek tek değil, birlikte ele alınıp incelenmesi daha sağlıklı sonuç verecektir.

“Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır” (TCK m.126).

“(1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

(2)   İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir” (TCK m.127).

“Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir” (TCK m.128). 

“(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir” (TCK m.129).

“(1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.

(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” (TCK m.130).

“(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.

(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir” (TCK m.131). 

Kanunun tarifinde: Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılması hakarettir.

Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak hakaret suçunun fiil unsurlarını oluşturur.

Hakret suçunun konusu mağdurun onur, şeref ve saygınlığıdır. Korunan hukuki değer, onur, şeref ve saygınlıktır.

Hakaret suçunun faili (gerçek kişi olan) herkes olabilir.

Herkes fiilin mağduru da olabilir. Mağdurun belirli veya belirlenebilir olması gerekir. Kusur yeteneği olmayan küçükler ve akıl hastalarına karşı hakaret, bu kişilerce algılanmasa da suç oluşur. Ayrıca, kişiye; bedeni bir rahatsızlık veya engellilik yahut bir hastalık yakıştırılması, ölümünden sonra (hatırasına) yapılması hallerinde de suç oluşur. Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine, görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Bir arada bulunan (birkaç kişiye) hakaret edilmesi halinde, suçların içtimaına ilişkin hükümler uygulanır.

Dolaylı hakaret ile bir kimseye karşı gerçekleştirilen hakaret, başka bir kimsenin de şeref ve haysiyetini ihlal edebilir

Hakaret suçu bakımından, isnat olunan fiilin şahıs, konu, yer, zaman ve şekil yönüyle  somut (belirli) olması gereklidir. Sövme, somut bir fiil isnadı taşımamakla birlikte, şeref ve haysiyeti rencide eden isnatlardır. İsnad ne şekilde yapılışa yapılsın, şeref ve saygınlığı rencide edici olması gerekir. İsnad mağdurun tayin ve teşhis edilebilmesini olanaklı kılacak şekilde mağdura yönelik olmalıdır.

Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Bununla birlikte, mağdura yazılı, sesli veya görüntülü iletişim yolları ile yapılan hakaret de huzurda yapılmış sayılır.

Hakaret suçu genel kast ve olası kast ile işlenebilir. Failin belli bir amaç ve saikle hareket etmesi şart değildir.

Basının haber verme hakkı vardır. Ancak, haber verme hakkının gerçekleşebilmesi için kamuya duyurulan olayın “haber” niteliğinde olması gerekir. Olayın haber sayılabilmesi için; gerçek, doğru ve güncel olması ile birlikte kamu yararı bulunmalıdır. Haberin veriliş şekli kişilik haklarını zedeleyecek tarzda olmamalıdır.

Savunma dokunulmazlığı, yargılama aşamasında taraflara tanınmış bir hukuka uygunluk sebebidir. Ancak, isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut olaylara dayanması ve konu ile bağlantılı olması gerekir.

Hakret suçunun, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi, kişinin mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi, alenen işlenmesi cezayı ağırlaştıran nitelikli hallerdendir.

Suçun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi, karşılıklı olarak işlenmesi hallerinde ise ceza hafifletilir veya somut olaydaki duruma göre ceza verilmez.

Hakaretin söz ile gerçekleştirildiği hallerde teşebbüs mümkün değildir. İletişim yolları ile gerçekleştirilen hakaret suçlarında ise teşebbüs mümkündür.

İştirakin her şekli sözkonusu olabilir.

Hakaret suçunun, bir suç işleme kararı ile değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla işlenmesi, tek fiille birden fazla kimseye karşı işlenmesi, kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâllerinde zincirleme suç hükümleri uygulanır.


 BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2010’da Yazılmış 2020’de Gözden Geçirilmiştir.)

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.