29 May
29May

İŞKENCE ve EZİYET

Av. Nuri MEHMETOĞLU

İşkence

İşkence; kamu görevlisinin kişiye karşı, insan haysiyetiyle bağdaşmayan, bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak her türlü davranışlardır.

"İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi"nde (m.1); “Bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayırım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatıyla uygulanan fiziki veya manevî ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir.” şeklinde tarif edilerek, “Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.” ifadesini de eklenmiştir.

Türk Ceza Kanununda da; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranış” olarak tanımlanmış ve ceza uygulanacağına hükmolunur, düzenlemesi yapılmıştır.

Anayasada da: “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” (Any. m.17/3). denilmiştir.

Anayasa hükmünden, işkence suçunun cezalandırılmasında, temel olarak, insan şeref ve haysiyetinin korunduğu göze çarpmaktadır. Bu nedenle işkence suçunun korunan menfaati: ceza adaleti ve kamu idaresine yönelik menfaatler olsa da korunan menfaat olarak İnsan şeref ve haysiyeti kabul edilmektedir.

“(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,

İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.

(6) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez” (TCK m.94).

İşkence suçu özel bir yükümlülük altında bulunan veya belli niteliklere sahip kişiler tarafından işlenebilmektedir. Bu tür suçlara özgü suç (mahsus suç/özel suç) denilmektedir.

İşkence suçunun yapısı itibariyle ve kanundaki tanım uyarınca ancak kamu görevlisi, işkence suçunun faili olabilir. Kamu görevlisi, deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır (TCK m.6/1-c). Kamu görevlisi dışındaki kimseler bu suçun faili olamazlar. Ancak kamu görevlisi olmayıp, kamu görevlisi ile birlikte işkence suçuna iştirak şeklinde katılmış olunabilir. Bu durumda, bunlar da kamu görevlisi gibi cezalandırılacaktır.(m.94/4)

Failli ancak kamu görevlisi kişiler olan işkencenin mağduru ise, kamu görevlisi de dahil herkes olabilir.

İnsan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak bütün hareketlerdir.

İşkence amacına ve insan şeref ve haysiyetine yönelik hareket, tek bir hareket olsa da işkence olacaktır. Fakat bu neticeleri doğursa bile bir defaya mahsus, ani olarak, refleksi hareketlerle yapılan münferit fiiller, işkence suçu olarak değerlendirilmemektedir.

Farklılık gösterse de, belli bir süreç içerisinde uygulanan hareketler bir bütün olarak, kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açıyor ise o halde işkence vardır.

İşkence suçunda, hareket icrai olabileceği gibi ihmali (yapılması gerekenin yapılmaması)  de olabilir. Ancak bazı suçların ihmal ile işlenmesinde cezada indirim öngörülmüş ise de işkence, ihmali hareket(ler)le de yapılsa cezadan indirim yapılmayacaktır. (m.94/5)

İşkence suçu dava ve ceza zamanaşımına tabi değildir. (m.94/6)

İşkence suçu, kamu görevlilerince, doğrudan doğruya işkence teşkil edecek hareketleri icraya başladıktan sonra engel bir nedenin ortaya çıkması sonucu icra hareketleri tamamlanamazsa işkence suçuna teşebbüs olur. Fail elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başladıktan sonra gönüllü vazgeçerse, gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümlerden yararlanır.

“Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir.” (m.40/2) Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur. Ancak işkence suçu bu kurala tabi tutulmamış istisnai suçlardan olup, “Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır” (m.94/4).

İşkence suçu birden fazla kişiye karşı işlenirse her bir mağdur için ayrı ayrı işkence suçu hükümleri uygulanır. İşkence suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

İşkence başka bir suç ile birlikte işlendiğinde birleşik (mürekkep) suç oluşacağından ayrıca ceza verilmez Ancak İşkence ile birlikte, cinsel taciz eylemi cinsel dokunulmazlığın ihlali (cinsel amaçla bedene müdahale veya organ veya sair cisim sokma) sözkonusu ise, fail işkence suçu ile birlikte ayrıca (kamu görevlisinin nüfuzu kötüye kullanılması suretiyle işlendiği için) cinsel saldırı suçunun nitelikli halinden sorumlu tututlacaktır.

İşkence suçunun nitelikli halleri (ağırlaştırıcı haller):

İşkece suçunun;

Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı, görevi dolayısıyla (m.94/2),

Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi (m.94/3).

hallerinde, kanunda belirtilen tipik işkence suçu için öngörülen cezadan daha ağır cezaya  hükmolunur. Burdaki cinsel yönden taciz şeklindeki işkence suçunda sadece “cinsel taciz” halinde, bu hüküm uygulanacak. Şayet mağdura karşı yapılan fiiller cinsel saldırı boyutuna ulaşmış ise işkence suçundan başka, cinsel saldırı suçundan dolayı da cezaya hükmedilmesi gerekir.


Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence

İşkence suçunun işlenmesi sonucu, neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri kanunda ayrıca düzenlenmiş bulunmaktadır

İşkence suçunun, neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri ile kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri aynıdır. İşkence suçunda da, failin,  ağırlaşmış neticelerden sorumlu tutulabilmesi için, ağırlaşan netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olması gerekmektedir.

“(1) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, 

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.

(2) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur” (TCK m.95).

Kanundaki düzenleme iki türlüdür: Birinci halde; işkence ile; duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmada sürekli zorluğa, yüzde sabit ize, yaşamın tehlikeye sokulması, gebe kadın için erken doğuma neden olunmuşsa, tipik ceza, yarısı kadar; ikinci halde sayılan işkencenin; iyileşemeyen hastalığa veya bitkisel hayata, duyu veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesine, konuşma veya üreme yeteneğinin kaybolmasına, yüzün sürekli değişikliğine, gebe kadın için çocuğunun düşmesine neden olunmuşsa, tipik ceza, bir kat arttırılır.

Suçun ihmali hareketle işlenmesi, amirin emrinin yerine getirilmesi, amirin ihmali hareketle işkenceye göz yumması hallerinde dahi fiil, tamamlanmış işkence suçu olarak kabul edilip cezadan indirim yapılmayacak.

Özetle; işkence suçunun hiçbir hafifletici nedeni yoktur.


Eziyet

Eziyet; bir kişiye insan onuruyla bağdaşmayan, bedensel ve/veya ruhsal yönden acı veren, aşağılanmasına yol açan davranışlar olarak izah edilebilir.

Kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi darvranışlar da acı vermekte ve aşağılamaktadır. Fakat, hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi darvranışlar ani olarak ortaya çıkar ve çoğunlukla devam etmez. Eziyetin bunlardan farklı sistematik şekilde ve belli süreç içinde işlenmesidir.

Fiil, sistematik şekilde işlenmiş olmalıdır. Eğer sistematik şekilde işlenmemiş ise durumuna göre, tehdit, hakaret, yaralama suçlarından biri veya birden fazlası sözkonusu olacaktır.

Bu bakımdan işkeye de benzemektedir. İşkenceye bir başka bezerliği de kişinin (bedeni acı ile bilikte veya yalnız) psikolojisi ve ruh sağlığı üzerinde tahrip edici etkileri görülebilmesidir.

Hatta, etkilerinin çok uzun bir süre ve belki de hayat boyunca devam etmesi muhtemeldir.

Bu nedenle eziye fiili suç olarak düzenlenmiş ve bezerlikleri olan hakaret, tehdit, taciz gibi suçlardan daha yüksek miktarda ceza verilmesi öngörülmüştür.

 “(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,

İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” (TCK m.96).

Eziyet suçunun düzenlemesi ve ceza tatbiki kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ve insanlık şeref ve haysiyetini korunmaya yöneliktir.

Eziyet özgü (mahsus) suç değil, herkes eziyet suçunun faili de mağduru da olabilir. Yalnız kamu görevlisinin, görevi ile ilgili olarak olmaması gerekir, zira fail kamu görevlisi ise suç eziyet değil, işkence olacaktır.

Eziyet suçunun manevi unsuru kasttır. Genel kastla işlenebilir, özel bir amaçla hareket edilmiş olmasına gerek yoktur. Failin eziyet sonucunu doğuran hareketleri bilerek ve sonuçlarını isteyerek yapması gerekli ve yeterlidir. Basit veya bilinçli de olsa taksirle işlenemez.

Eziyet teşkil eden davranışlar insan onuru ile bağdaşmaz nitelikte olduğu için mağdurun rızası hukuka uygunluk sebebi olamaz.

Suça yönelik uygun hareketlere başlandıktan sonra, engel bir nedenin ortaya çıkması ile icra hareketlerin tamamlanamaması halinde, teşebbüs söz konusu olur. Eziyet suçu bakımndan da gönüllü vazgeçme mümkündür.

Eziyet suçunda; azmettirme, birlikte suç işleme ve yardım etme gibi şeklileri olan bütün iştirak türleri mümkündür.

Fiilin sistematik veya belirli bir süreç içinde işlenmesi nedeniyle, eziyet suçu kapsamındaki tehdit, kasten yaralama, hakaret gibi bağımsız suçları ortadan kalkar, eziyet suçu sözkonusu olur. Yok eğer fiiller sistematik veya belirli bir süreç içinde değilse, eyleme göre, tehdit, kasten yaralama, hakaret vs. suçlar oluşur. Bu durumdad da eziyet suçun söz edilemeyecektir.

Eziyet suçunda acı veren hareketlerin, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olması gerekir. Aksi halde bu bu sınır aşılırsa kasten yaralama hükümlerinin uygulanması gerekebilecektir.

Eziyet suçunda, suçun; çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye, gebeye, üstsoya, altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı işlenmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiş ve tipik eziyet suçu cezasında artırım öngörülmüştür.


 BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2010’da Yazılmış 2020’de Gözden Geçirilmiştir.)

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.