29 May
29May

ÇOCUK DÜŞÜRTME, DÜŞÜRME ve KISIRLAŞTIRMA

Av. Nuri MEHMETOĞLU

Çocuk düşürtme

Belli bir süreye kadar gebeliğe son verilmesi, isteğe bağlı tutulmuş olmasına karşın, on haftadan fazla olan gebeliğe ise, rıza olsa dahi, kadının çocuğunu düşürtmesi suçtur. Kadının bedeninde gerçekleşmiş olan gebeliğe ilişkin rızası on haftaya kadar geçerlidir. Rızası hilafına  çocuğun düşürtülmesi süreye bakılmaksızın suçtur ve ceza uygulanır.

Gebeliğin sonlandırılması bazen tıbbi gereklerden bazen de gebe kadının rızasıyla gerçekleşebilmektedir. Buna karşın gebe kadının sağlığı söz konusu olduğu hallerde, hiçbir süreye bakılmaksızın tıbbi müdahale ile, gebeliğe son verilmesi olanaklıdır.

“(1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.

(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir TCK m.99).

Çocuk düşürtme işlemlerinin (2827 s.) Nüfus Planlama Hakkında Kanunda öngörülen kurallar çerçevesi dışında yapılması durumunda, ceza hukukunda suç oluşumu sonucunu doğurarak, şartları oluştuğunda ceza uygulanması ile karşılaşılabilecektir.

Bu amaca hizmet eden ceza kanunu (m.99) hükmü; çocuğun yaşamının devamı ve gebe kadının sağlığının korunması amaçlanarak, kadının on haftadan fazla yaşayan çocuğunun düşürtülmesinin veya kadının gebelik süresi on haftadan az bile olsa yetkisiz kişiler tarafından çocuğun tahliye edilmesinin engellenmesi hedeflemiştir.

Rızası olmadan ve/veya tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, çocuğu düşürten yetkili kişi ile rızaya dayalı olsa bile çocuğu düşürten yetkisiz kişiler suçun faili olabilir. Mağdur çocuğu rıza ile ya da rızası hilafına  düşürülen kadındır. Fiil ile yaşamı sona eren (veya yaşamasına izin verilmeyen) cenin, suçun konusudur.

Hukuken geçerli bir rıza olmaksızın bir kadının çocuğunun düşürülmesi çocuk düşürtme suçunun tipikliğini oluşturur ve cezayı gerektirir. Rıza varsa suç oluşmaz. Ancak rıza sınırsız değil. Gebeliğin ilk on haftası için geçerlidir. On haftayı geçen gebelikte rıza olsa bile çocuk düşürtülmesi suç olacaktır. Tabi bu kural hukuken düşürtmeyi yapabilmeye yetkili olan kişi bakımından geçerlidir. Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi suçtur. Hatta yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, cezaya, yarı oranında artırılarak hükmolunur.

Yetkili olsa dahi, rızası olmaksızın çocuğu düşürten kişi, kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olması yahut kadının ölümüne neden olması hallerinde, tipik suç için öngörülen cezadan daha ağır cezalar uygulanacaktır. Rıza olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, fiili ile, kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına veya kadının ölümüne neden olması hallerinde yine tipik suç için öngörülen cezadan daha ağır cezalar uygulanacaktır.

Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalmış ise; süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirilebilir. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.

Çocuk düşürtme suçunda, ilgilinin rızası, hukuka uygunluk nedeni olmakla birlikte bu rıza sınırlıdır. Gebeliğin on haftalık süresi ile sınırlandırılmış, kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalmış olduğu durumda ise süresi yirmi hafta olarak belirlenmiştir.

Bir başka hukuka uygunluk nedeni, acil müdahale zorunluluğudur.

“Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icabettiren gerekçeleri illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur” (2827 s. Nüfus Planlaması Hakkında Kanun 5/3).kanun hükmü buna cevaz vermektedir.

Gebe kadına derhal müdahale edilmediği taktirde hayatı tehlikeye düşmesi veya hayati organlarından biri için acil müdahale zorunluluğu hallerinde (rıza olmasa da) kadının gebeliğine son verilebilir.

Çocuk düşürtme suçu kast ile işlenilebilir. Bilinçli veya bilinçsiz taksirle işlenemez. Çocuk düşürtme nedeniyle meydana gelen netice sebebiyle ağırlaşmış halde ise netice istenmemiş olduğundan, olası kast olabilir.

Çocuk düşürtme suçuna teşebbüs edilebilir ve bu suça iştirakin her hali mümkündür. Çocuk düşürtme suçunda zincirleme suç sözkonusu olmaz. İkiz/üçüz gebeliklerde de, suçun aynı eylem (ameliyat) ile oluşması halinde, tek suç oluşur. Zira çocuğundan birinin düşürtülmesi demek, diğerlerinin de düşürtülmesi demektir. Birden fazla gebe kadına karşı çocuk düşürtme suçu işlenmiş ise, her fiil ayrı suç oluşturur.


Çocuk düşürme

Kanun gereği ancak: “Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir” (2827 s. Nüfus Planlaması Hakkında Kanun 5/2). Buna muhalif düşürme fiili, kadının kendisi tarafından yapılsa dahi (ceza kanununa göre) suç olur.

Kadının; süresi on haftadan fazla olan çocuğunu isteyerek düşürmesi suçtur ve kanun gereği, “Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur” (TCK m.100).

Hükümle; kişinin, kendi sağlığı üzerinde dahi dilediği gibi sınırsız tasarruf edemeyeceği düşüncesinden hareketle gebe kadının sağlığı ile her ne kadar hukuken hak sahibi olmamış ise de, ceninin korunması amaçlanmıştır.

Çocuk düşürme suçunun faili, gebelik süresi on haftayı geçen çocuğunu isteyerek düşüren (evli veya bekar) gebe kadının kendisidir. Mağduru ise cenindir.

Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenilebilir, taksirle işlenemez. Kadın, gebelik durumunu ve süresinin on haftayı geçtiğini, yaptığı hareketin çocuk düşürtmeye yönelik olduğunu ve çocuğun düşeceğini bilmeli ve istemelidir. Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu hareketleri ile çocuğunun düşmesine neden olan kadın hakkında cezaya hükmedilemez.

 

Kısırlaştırma

Tıbbi sakınca olmadığı taktirde, reşit kişinin isteği ile kendi üzerinde kısırlaştırma ameliyatı yaptırması mümkün olmasına karşılık, rıza olmaksızın, (erkek veya kadın) kişiyi kısırlaştırmak, suçtur.

Kanunda; (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında artırılır.

(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” (TCK m.101). şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Hükümle korunan hukuki değer kişinin vücut dokunulmazlığı ve üreme yeteneğidir.

Suçun maddi unsuru, çocuk yapma yeteneğini yok eden bir ameliyatın yapılması sonucunda, (mağdurun) üreme yeteneğinin ortadan kaldırılmasıdır. Üreme yeteneğinin ortadan kalkmasıyla suç tamamlanır.

Kısırlaştırmayı yapan kşi fail olurken, üzerinde kısırlaştırma fiili gerçekleşen kişi ise fail olamaz, zira mağdurdur.

Tipik suçta teşebbüs, azmettirme, faile yardım halleri de görülebilir.

Kısırlaştırma suçunu işleyen kişi, yaptığı hareketin kısırlaştırmaya elverişli olduğunu ve bu hakaret sonucunda mağdurun üreme yeteneğini yitireceğini biliyor ve istiyor varsayıldığından genel kast sözkonusur. Bununla birlikte olası kast ta sözkonusu olabilecektir


 BİLGİ: Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nuri MEHMETOĞLU’na aittir. Emeğe saygı bakımından kaynak gösterilerek içeriklerin kısmen veya tamamen kullanılması serbesttir. (2010’da Yazılmış 2020’de Gözden Geçirilmiştir.)

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.